3 Nisan 2011 Pazar

Paris - Musee D'orsay

2006 yılında Paris’e gitmiştim; keşke o zamanlar blog kullanmaya başlasaymışım, o muhteşem Paris seyahatimi çok daha güzel anlatabilirdim…
Paris’te yapmaktan en keyif aldığım şey Müzeleri gezmekti, bunun için iki gün yetmedi ve pek tabiki Paris’i bana gezdiren, anlatan değerli arkadaşım,o olmasa Paris’in güzel yerlerini, zamanlarını bilemezdim.
İngiltere’de olduğum bir dönemde Paris’e (büyük bir gerzeklik örneği ile) 10 saatlik otobüs yolculuğuyla vardım, neyse ki arkadaşım İngiltere’ye geri dönüşümde beni EuroStar ile 2,5 saatlik bir tren yolculuğu ile uğurladı.
Uzun uzun başka bir zaman bu seyahati tekrar yazabilirim, ancak bugün yüksek lisans ile ilgili bir dersin araştırmasını yaparken Gustave Courbet ile ilgili bir yazı okurken; Paris’te Musee D’orsay’da gördüğüm ”L’Origine du Monde” isimli Courbet tablosu ile ilgili bir kaç (alıntı) bilgi vereceğim…

Alıntı: Sanatın Öyküsü - E.Gombrich, sf 511
Gustave Courbet (1819-1877) Paris’te, 1855 yılında, bir barakada açtığı kişisel sergisine Le Realisme (Gerçekçilik) adını verdi. Courbet’nin ”realizm”i, sanatta bir devrimin başlangıcı olacaktı. Doğadan başka kimsenin öğrencisi olmak istemiyordu Courbet.
1854’te yazdığı bir mektupta şunları söylüyor ”İlkelerimden kıl payı olsun sapmadan, vicdanıma bir an olsun yalan söylemeden, birsinin hoşuna gitmek veya kolay satabilmek için bir karış tuval olsun boyamadan, yalnızca kendi sanatımla yaşamımım kazanacağımı umut ediyorum


Orsay Müzesi, eski tren garı Gare d’Orsay‘ın içindedir. 1848-1914 yılları arasına ait sanat eserlerine ev sahipliği yapan müzedeki eserlerin çoğu 1986 yılında açılmasından önce Galerie nationale du Jeu de Paume‘de tutulmuş olan eserlerdir.
Aslında tren garı olan müze binası o dönemde Lucien Magne, Emile Benard ve Victor Laloux isimli mimarlar tarafından 1900 yılında tamamlanmış. 1939’a   kadar Fransa’nın  güneybatısına giden tren yolları buradan geçmiştir. Bu tarihten sonra ise istasyonların uzun trenler için uygun olmaması nedeniyle ana ulaşıma kapatılmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında haberleşme merkezi olarak kullanılan Gare d’Orsay’ın oteli ise 1 Ocak 1973’te kapatılmıştır.
1977’de Fransız Hükümeti garın müzeye çevrilmesi kararını almıştır. Yapılan yenileme çalışmalarının ardından Orsay Müzesi 1 Aralık 1986’da  Başkan François Mitterrand tarafından açılmıştır. Renaud Bardon, Pierre Colboc ve Jean-Paul Philippon müzenin yapımı için çalışan mimarlardır. Müzenin yöneticiliğini ilk olarak Françoise Cachin onun ardından Henri Loyrette ve son olarak  2001 yılından itibaren Serge Lemoine dır.
Paris’in Lille caddesinde bulunan Orsay Müzesi her yıl iki milyondan fazla insan tarafından ziyaret edilmektedir. (alıntı)

Alıntı: Raikal Gazetesi - L’origine du monde  isimli tablo.


Gustave Courbet’nin yapıldığı dönemden bu yana skandallara neden olan ünlü yapıtı ‘Dünyanın Kökeni’, yıllar sonra ilk kez sergileniyor. En son 1988’de sergilenen resim, 1853’te yapılmış, ama 120 yıl boyunca kamuoyundan gizlenmiş, asla sergilenmemişti. Tablonun bir başka ilginç özelliği ise, o dönem Osmanlı’nın Paris büyükelçisi olan, Courbet’yle iyi bir dostluk kuran ve döneminin önemli sanat koleksiyoncuları arasında sayılan Halil Şerif Paşa’nın siparişi üzerine yapılmış olması.

Dünyanın Kökeni, Paris’te açılan bir Courbet sergisinde yer alıyor. Daha sonra New York’a gidecek olan sergi, sanatçının kendi döneminde kuralları yıkan ve sonraki kuşaklar üzerinde de etkili olan tarzını ele alıyor. Serginin açıldığı ‘Grand Palais’nın küratörlerinden Laurence des Cars sanatçının tarzını “Courbet muhtemelen son klasik ressam ve ilk modernistti diye özetliyor.

Sergide, 1877’de ölen sanatçının 120 yapıtı ve dönemine ait çeşitli fotoğraflarla belgeler yer alıyor. Manzaralar, portreler, nü’lerin ressamı Courbet, döneminde egemen olan yerleşik değerlere karşı çıkan, mesela kadınları ideal bir çekicilik içinde ama vücut kılları ve kırışıklıklarıyla resimleyen bir sanatçı olarak ilgi çekmişti. Tabii bu o zaman da, 20. yüzyılda da tepki çekmiş, ünlü resmi ‘Dünyanın Kökeni’ ancak 1988’de sergilenebilmişti. Yıllarca Halil Şerif Paşa’nın evinde bir perdenin arkasında duran resim, daha sonra ona sahip olan ünlü psikiyatrist Jacques Lacan’ın evinde de bir panonun arkasında tutulmuştu.
Radikal, 19.10.2007


photos by Ömür Kınay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder