17 Temmuz 2011 Pazar

LÜTFEN BU ALANI TEKERLEKLİ SANDALYELİYE BIRAKINIZ

Bugün 2009 yılında İngiltere'de yaşadığım dönemde kaleme aldığım bir yazıyı yinelemek istiyorum;

''PLEASE GIVE UP THIS SPACE TO A PERSON IN A WHEELCHAIR''

Brighton, 2006 yılından beri her yaz gelip, kısa süreli kaldıgım Ingiltere'nin West Sussex bölgesinde bulunan güney şehri, 27 haziran 2009'dan beri de sürekli yasadiğim yer.

250.000 nüfuslu şehrin kişi sayısı, yaz aylarında turist ve yabancı uyruklu öğrencilerle birlikte iki katına çıkıyormuş; Londra'ya tren ile 45 dakika mesafede olması ve benim gibi gözleri deniz arayan kişilerin favori şehri.

Engellilerin yaşaması için var edilmiş bir şehir bana göre; toplu taşımacılık ona göre düzenlenmiş, istisnasız bütün otobüsler tekerlekli sandalye kullanıcılarına göre, her otobüsün içinde tekerlekli sandalye için ayrılmış alan ve de 3 bebek arabası bölümü bırakılmış, otobüslere evcil hayvanlarınızla da binebiliyorsunuz. Otobuse bindiğinizde elinizdeki alış-veriş torbalarını koyabileceğiniz bir stand yapilmiş, o standa scooter'i ile binen bir çocuğun scooter'ını koyma imkani da verilmiş. Eger tren istasyonuna bavulu ile giden bir yolcu iseniz bavulunuzu da oraya koyma konforunu size sağlamiş otobüsler.

Trenlerde ise, yine tekerlekli sandalyelilerin seyahat edebileceği ayrı bölümler, bisikletliler için bisikletini bağlayıp oturabilecekleri bölümler diğer kişilerden ayrılmış durumda. Tüm vagonlarda ise anneler için çocuklarının alt bezlerini değiştirebileceği, engellilerin kullanabileceği tuvaletler mevcut. İngiltere'de trene binmeden önce görevli size mutlaka ineceginiz istasyonu soruyor ki, inmek istediğiniz durakta bir görevli önceden bulunup size rampayı açabilsin diye.

Bazı otobüs şoförleriyle de rampa konusunda sorun yaşamadım değil ama gerekli yere elektronik mektubu gönderdiğimde beni muhatap alıp karşiılığında bana zarflı mektup ile geri dönüş yaptılar (bağlı olduğum okul yöneticisine de öğrencilerini madur ettikleri için oraya da bir özür mektubu ile), üstelik içine bedava otobüs bileti de koymuşlardı; Istanbul'da ise bütün şikayet mektuplarm cevapsız kalmiştı.

Bir otobus şoförü var ki, bir insan meslegini nasıl bu kadar sever; otobüsü kullanırken sürekli şarkılar söyleyip, ıslık çalıyor, yolculara inmek için kullandığımız düğmelere basmamamızı onun yerine ''din din din'' diye ona seslenmemizi söylüyor, sabahları o şoföre denk gelirsem günüm çok keyifli başlıyor, ayrıca Türk olduğumu öğrendiğinden beri bana türkçe olarak ''Merhaba, nasılsın? Hoşcakal'' diyerek tüm yolculardan ayrı hissetmemi sağlıyor.

-----

Türkiye'de ise otobüs şoförleri ile her zaman problem yaşadım bunu da Hakkı Devrim 29 mayıs 2007 tarihli Radikal gazetesinde ''Engelli ile Otobüs şöförü'' başlıklı yazısında kaleme almıştı;

''Engelli ile otobüs şoförü''

Okan'ın Makina kadrosunda, Ömür Kınay da benim gibi misafir. Cumartesi akşamları ben saatlerce olduğum yerde hiç kımıldamadan oturuyorum ya! Pek güzel, akıllı, çalışkan ve bunların sonucu bilgili bir genç kız olan Ömür de oturuyor. Aramızdaki fark, ben dikilip yürüyebildiğim halde, o tekerlekli sandalyesinden ayrılamıyor.

Cumartesi akşamı Ömür'le baş başa konuşuyorduk. Ciddî bir şikâyeti vardı kızımın.
Otobüs şoförlerinden dert yandı. Toplu taşıta binerken yalnızsa, arabasını katlayıp almak ve Ömür'e de biraz destek olmak üzere birinin ona yardımı gerekiyor. Cebinde Engelli Kartı var.

Toplu taşıt bilet al demeyecek ona. Şoförün lütfedip yerinden kalkacak ve birkaç dakika gecikmeyi göze alarak Ömür'ün otobüse binmesine yardım edecek. Bunu bir yolcu da yapabilir elbette, ama şoförün razı olması şart.

– Yardımcı olmuyorlar, diyor. Israr ederseniz insanı terslemekten, kalp kırmaktan da geri durmuyorlar.
– Taksi şoförleri de böyle kaba mı davranıyor?
– Uzak bir yere gidecekseniz alıyorlar. Kısa mesafelerde onlar da yanaşmıyor.
– Benzer başka sıkıntıların oluyor mu?

– 23 mayıs çarşamba günü saat 15.00'te Ataköy merkez durağında 34 BC 1737 / A 116 plakalı otobüsün şoföründen rica ettim. Cevap bile vermedi.

Şikâyet etmiyorum, hayır! Kendim arayacağım. Şansım varsa rastlarım, otobüs plakalarını gözetlemeye başladım bile. Bulursam o insafsızı, ne yapacağıma da o zaman karar vereceğim. '' Hakkı Devrim.

-----

Sonuç: 15 milyonluk şehrimde 17 adet Bedensel Engellilerin kullanımına uygun Belediye Otobüsü mevcut, 250.000 nüfuslu Brighton'da tüm otobüsler. Sistem kurulmus. Tıkır tıkır işliyor.

http://www.dunyahaber.com/lutfen-bu-alani-tekerlekli-sandalyeliye-birakiniz-makale,194.html

12 Temmuz 2011 Salı

PAÇASINA İŞEMEYE MERAKLI HALKIM

Güneşli bir Pazar, Eyüp’e gidelim, orada bir Haliç turu yapalım dedik; yiyip, içtikten sonra tuvalet aramaya koyulduk.

İlk bakılan yerler restaurant tuvaletleriydi, nafile bir çabaydı çünkü heryerde ‘’alaturka’’ diye tabir ettiğimiz o lanet  tuvaletler bedensel engelli, tekerlekli sandalyeli kullanıcılarının kullanımına imkan vermemekteydi.

Cami tuvaletleri, zabıta müdürlüğü binası, benzinci…

Her yerde alaturka tuvaletler üstünüze üstünüze geliyor,
Sonunda bir umumi tuvalet bulduk üstelik engelli tuvaleti pictogramı’da var, şahane…
Tuvalet alt kata konumlandırılmış, yanında bir de güzel rampası var, rampa da inişe gayet müsayit ancak paçasına işemeye meraklı halkım ve benim aramda gelişen diyaloglar hiç de öyle güzel konumlanmadı.

Ömür: Affedersiniz Engelli Tuvaleti ne tarafta acaba?
WC Görevlisi: Burası
Ömür: Nasıl yani? Burada turnike var (hani şu bilet gösterip, üç kollu metal zımbırtıların dönerek geçiş izni verdiği şey)
WC görevlisi: Eee, Evet, buradan geçmez mi?
Ömür: bippppppppppppppppp (yazar burada bip yazarak okuyucuda merak uyandırmak istemiştir; Acaba ne demiştir???)

http://www.dunyahaber.com/pacasina-isemeye-merakli-halkim-makale,186.html

3 Temmuz 2011 Pazar

dunyahaber.com

 Benim de yazarları arasında bulunduğum haber sitesi; lütfen takip edip, paylaşınız...
http://www.dunyahaber.com/