17 Kasım 2011 Perşembe

16 Eylül 2011 Cuma

Herkes için erişilebilir mi? İETT


15 eylül 2011 sabahı 08:00’da Beylikdüzü-İstanbul otobüs durağında Erguvan rengi (Engellilerin kullanımına uygun en son getirtilen otobüs) halk otobüsünü beklemeye koyulduk; otobüslerin sayıları oldukça yetersiz, beklerken 3 otobüs geldi ancak Erguvan olmadığından bana (tekerlekli sandalye kullanıcılarına) uygun değildi, 08:40’da otobüsümüz geldi, en yakın arkadaşım ve ben işe gitmek üzere yola koyulduk (bir sonraki durakta da destek kuvvet olarak bir arkadaşımız daha bize katılacaktı) ancak otobüsün orta kapısında olan rampa manueldi; yani otobüs şoförünün maalesef yerinden inip, otobüsü terk edip, orta kapıya gelip rampayı açması gerekiyordu (neyseki iyi ve tebessümlü birine denk gelmiştik)…
(İngiltere‘ye ise ilk kez 2006’da gitmiştim bu tipteki (manuel) otobüsler yoktu, bütün rampalar otobüs şoförünün oturduğu yerden bir düğmeye basmasıyla hallediliyordu.)
Otobüsün içinde tekerlekli sandalyeliler için özel alan var; yolculuk esnasında engelli yolcu sandalyesini geri istikamette tutmalı; bu kaza esnasında engelli yolcunun alacağı zararı minimum’a düşürmek için mühendisler tarafından geliştirilmiş özel alan; ancak yurdum insanı ayakta durup o özel alandaki yastığa yaslanıp yolculuğunu devam ettirmek istediğinden beni o alana yanaştırmıyorlar… (örnek resim aşağıdadır/alıntıdır)

Otobüsün içinde yaşanan diyalog örneği;
Ömür (Engellenen yolcu): ”Afedersiniz, o alana geçebilir miyim?
Yolcu 1: ”Eeee biz nereye tutunacağız şimdi?”
Yolcu 2: ”Bunun sandalyesine”.
Önerilerim;
Kaldırımlar çok yüksek değilse, otobüs sıfır yanaştırılır ve orta kapıdan direkt binilip, inilebilir. (örnek resim aşağıdadır/alıntıdır)

Not: Tekerlekli sandalye boşken çok rahat indirilir, bir de üzerinde en az 70 kg’lık bir yetişkinle deneyiniz!..
Tekerlekli sandalyeli’nin inmek için kullanacağı ”duracak” ikaz düğmesi sadece bizlerin kullanımı içindir ki, otobüs şoförüne ayrı bir uyarı ikaz lambası yanar; gelecek durakta Tekerlekli Sandalye kullanıcısının inişine göre ayarlamalarını yapar, bindiğimiz otobüste bu sistem çalışmıyor olmalı…
İnişte otobüs şoförümüz, ilk andaki yardımseverliğini muhafaza etmedi ve kız arkadaşlarım bilek ve iman gücüyle o ağır rampayı kaldırdı, sonra otobüsün içine binerek beni indirdi, otobüs de bu sırada yerden bayağı yüksekteydi, halbuki bu otobüsler yere neredeyse sıfır gibi alçalabilmektedirler.
Demek ki öncelik İETT çalışanlarının bilinçlendirilmesi’nde, ikincisi de halkımızın (otobüs yolcuları) Engellileri gördükçe daha yapıcı olmaları.
Bir de engelliler için Kermes düzenleme, yardım geceleri yapmanın bir faydası olmadığını anlamamızda. Toplum göre göre, bizlerle yaşaya yaşaya bunu aşacaktır; bunun da hayata geçmesi için eksiklerin acilen tespit edilmesi ve şikayetlerin gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
————————————-
İett’nin websitesinden alıntı:
Metrobüs hattı üzerinde erişime uygun özürlü asansörü ve/veya özürlü rampası bulunan istasyonlar:
ASANSÖRLER
1.Edirnekapı İstasyonu 1 adet
2.Zincirlikuyu İstasyonu 4 adet
3.Şirinevler İstasyonu 2 adet
4.Sefaköy İstasyonu 3 adet
5.Avcılar İstasyonu 3 adet

ENGELLİ RAMPASI
1.Topkapı İstasyonu
2.Zeytinburnu İstasyonu
3.İncirli İstasyonu
4.Y.Bosna-Kuleli İstasyonu
5.Cennet İstasyonu
————————————-

14 Eylül 2011 Çarşamba

NET eee KİM

Murat Sebah tarafından yapılmış, İstanbul Kültür Üniversitesi 2011, bitirme projesi.

Afiş

Storyboard

Murat Sebah ve modelleri

Model (Ömür Kınay) ve Murat’ın elleri :)

NET eee KİM
plastiksanat.com tıklayınız

3 Eylül 2011 Cumartesi

Değerli Tiyatro Sanatçımız Sevinç Aktansel ÇETİNOK'u yitirdik

Tiyatro dünyası çok değerli bir sanatçısını kaybetti, Sevinç Aktansel'i...(26 Ağustos 2011)


SEVİNÇ AKTANSEL ÇETİNOK
Vefa Spor Kulübü'nün kurucusu olan Saim Aktansel'in kızı olan Sevinç Aktansel Çetinok, 1937 yılında İstanbul'da doğdu. 1962 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olan Çetinok, 15 yıl AnkaraDevlet Tiyatrosu'nda, 13 yıl Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nda, 12 yıl da İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı.

Çetinok, 70 e yakın oyunda oyunculuk yaptı, 20'den fazla oyun yönetti.

Çetinok, Mimar Sinan, Yıldız Teknik ve Trakya Üniversiteleri'nde diksiyon, konuşma, tiyatro ve ikna dersleri verdi. 1996 yılından itibaren “İlişkiler”, “Şehnaz Tango”, “Asmalı Konak”, “Tatlı Hayat”, “Büyük Yalan”, “Evdeki Hesap”, “Şarkılar Seni Söyler”, “Kadın Severse” gibi birçok dizide ve en son olarak da “Bez Bebek” dizisinde “Makbuş” rolüyle televizyon izleyicisi ile buluşan Çetinok, geçen yıl da Devlet Tiyatrosu'nda “King Kong'un Kızları” adlı oyunda yer aldı.

Rol aldığı tiyatro oyunları

2007 - Bez Bebek
2006 - Tutkunum Sana
2006 - Kadın Severse
2005 - Aşk Her Yaşta
2004 - Büyük Yalan
2004 - Gece Yürüyüşü
2003 - Şarkılar Seni Söyler
2003 - Büyümüş de Küçülmüş
2002 - Asmalı Konak
2003 - Hayat Bilgisi
2001 - Tatlı Hayat
2001 - Nasıl Evde Kaldım
2000 - Evdeki Hesap
2000 - Dar Alanda Kısa Paslaşmalar
1999 - Küçük Besleme
1996 - Şehnaz Tango
1989 - Can Şenliği

Değerli sanatçının ardından bir taziye açılmıştır;

Sevinç Aktansel ile ilgili başsağlığı mesajlarınızı, anılarınızı, onun ölümünden sonra duyduğunuz üzüntüyü yayınlayabileceğiniz bir bölüm..

Taziye mesajı iletmek için tıklayınız

Vefat haberi için tıklayınız

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Ceylan ÖZERENGİN'den Tüm Belediye Başkanlarına Açık Mektup

Öncelikle hepinize mahsus selam eder, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.  Bizleri sual edecek olursanız, çok iyi olduğumuzu söyleyemem! “Bizler” derken engellileri kastettiğimi de hemen ifade edeyim sevgili belediye başkanlarımız… Ve sözü fazla uzatmadan sadede geleyim:
Herhalde biliyorsunuzdur, yani bildiğinizi tahmin ve umut ediyorum! AKP iktidarı 1 Temmuz 2005 tarihinde 5378 sayılı bir kanun kabul etti , çok da iyi yaptı! Bu kanunun adını hatırlatayım siz değerli belediye başkanlarına: “ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN”. Ben “özürlü” yerine engelli diyeceğim ve bu kanunu da sizlere yazdığım bu mektubumda kısaca “Engelliler Kanunu” diye anacağım yüksek müsaadelerinizle.
Bakınız, toplam 50 maddeden oluşan “Engelliler Kanunu”nun Geçici 1, 2 ve 3. Maddelerinde ne deniyor:
GEÇİCİ MADDE 1: Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur.
GEÇİCİ MADDE 2: Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.
GEÇİCİ MADDE 3: Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişebilir duruma getirilir.
Ne yazık ki, tüm bu olumlu maddeler ile geçici maddeler sıralandıktan sonra üzerlerine düşeni YAPMAYANLAR için herhangi bir yaptırımdan söz edilmemiş. Ve benim naçizane görüşüm de odur ki siz değerli belediye başkanlarımız da bu nedenle 7 yılın dolmasına 1 YIL 11 AY KALA henüz harekete geçmediniz…
Eğer siz değerli belediye başkanlarımız harekete geçmiş olsaydınız, bizleri sokaklarda, yeşil alanlarda, spor alanlarında, kültürel alanlarda, kamuya açık tüm yapılarda ve özel-kamusal toplu ulaşım araçlarında görürdünüz. Üstelik de yanımızda bir akraba, arkadaş ya da refakatçi olmadan. Onurumuzla istediğimiz her yere kendi başımıza rahatlıkla ve güven içinde gidebilir, başkalarına muhtaç olmazdık. Bağımsız olabilirdik. Rica minnet etmezdik. İtilip kakılmaz, kan ter gözyaşı ve sinir içinde kalmazdık. Ama sizler hep beklediniz, artık neyi bekliyorsanız! Ama bizler de bekliyoruz sevgili belediye başkanları. Bu kanundaki maddelerin birer birer hayata geçirilmesini sabırla bekliyoruz. Gerçi her sabrın da bir “raf ömrü” vardır.
Yeniden hatırlayalım ve hatırlatalım: Kanunun kabul edilme tarihi 1 TEMMUZ 2005. Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi ise 7 TEMMUZ 2005. Kanun yayımından 1 yıl sonra yürürlüğe giriyor. Yani 7 Temmuz 2006’dan bu yana YÜRÜRLÜKTE. Geçici Madde 2 ve 3’de de “kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi (rakamla 7) yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir” diyor. Hesap çok basit: 2005 +1 +7 = 2013. Biz hangi yıldayız? Cevap, 2011. Hangi aydayız? Cevap, Ağustos. Peki 2013’ün 1 Temmuz’una varmaya ne kalmış? Cevap, 1 yıl 11 AY!
Üstelik de siz çok değerli ve çalışkan belediye başkanlarımızın meşguliyetlerinizden dolayı dikkatinden kaçtıysa da ben yardımcı olayım: Tüm bu yapılması gerekenler ve alınması gereken tedbirler 7 yıl İÇİNDE yapılır deniyor. 7 yıl SONRA değil!
Şimdi, sizlerin belediye başkanlığı hudutlarınız dahilinde engellilerin erişimine neleri açıp açmadığınızı, bu konuda neleri yapıp yapmadığınızı, kendilerini yazılarından tanıyıp hayran olduğum iki engelli kadın anlatsın. Kendilerinin sıradan gündelik yaşamlarında bakın neler olmuş ya da olamamış. Bir lutfedin, ben de ricacı olayım, Ömür Kınay ile Ayşegül Domaniç Yelçe’nin yazdıklarını lütfen okuyun. Vaktiniz yok ise, özel kalem müdürleriniz, danışmanlarınız ve hatta sekreterleriniz okuyup size özetlesinler bir zahmet. Bakınız, sizlere yazılarından örnek olmak üzere linklerini de veriyorum:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18439986.asp
http://omurswalkabout.blogspot.com/2011/08/170899.html
http://omurswalkabout.blogspot.com/
http://www.dunyahaber.com/burasi-turkiye-makale,180.html
Mektubuma son verirken, siz değerli belediye başkanlarımızın engelsizler kadar engellilerin oylarıyla da seçildiğinizi, engellilerin nüfusunun yaklaşık 8,5 milyon olduğunu, üstelik bu 8,5 milyon dışında “engelli” kategorisine yaşlılık nedeniyle bazı organları eskisi kadar iyi çalışmayan milyonlarca insanın daha girdiğini de saygılarımla hatırlatmak isterim.
Bu mektubumu okuyanlardan ricam: Kendi yaşadığınız yerlerdeki belediye başkanlarına iletin. Adı üstünde, AÇIK MEKTUP. Altına ister kendi adınızı, ister benim adımı yazın, farketmez. Eğer olur da belediye başkanlarınızdan bir yanıt alırsanız, sizlere engellilerin erişimi için resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan özel ya da kamu toplu taşıma hizmetlerinde gerçekleştirdikleri erişilebilirlikleri belirtirlerse, benimle de e-postalarla paylaşın. Ben de bana gelen yanıt olursa sizlerle paylaşacağım.
Engellilerin önündeki tüm engellerin kaldırılması dileklerimle, ayrımsız TÜM belediye başkanlarından kanunların dikte ettiği hizmetleri bizlere en kısa zamanda vermelerini talep ediyorum.
İletişim için: ceylan_ozerengin@yahoo.com

16 Ağustos 2011 Salı

17.08.99 - ∞

17 Ağustos 99 Marmara Depremi'nin 12. anma yılının yaklaştığı bugünlerde sadece ağustos ayında hatırlanan Depremzedelerden biri de Ömür Kınay. Kınay tüm ısrarlarımıza rağmen röportaj teklifimizi geri çevirdi, sebebini de şu şekilde ifade etti...


''Sadece ağustos ayında hatırlanıp, röportaj yapılan bir kaç kişiden biriyim oysaki hatırlanması gereken binler ve çözümsüzlükler''

Sözde yapılandırılan yollar, kaldırımlar, merdivenler;
Rampaların uzaya mekik gönderebilecek kapasitedeki yapısı...

Engelli wc'lerinde sadece ''engelli pictogramının'' uygun bulunduğu...Engelli wc'ye girişte üç kollu turnike sisteminden geçmek zorunda bırakılan ben...

Onbir yıldır sonuçlanmayan Deprem davam...
Sorumlu Müteahhitlerin yakalanamaması, yakalananların da serbet bırakılması...

Yıkılan evimize karşılık tahsis edilen Deprem Konutları'nın girişinde merdiven olduğundan, orada yaşayamayan ben...

Özel İletişim Vergisi, Gelir Vergisi, Emlak Vergisi, Deprem Vergisi vb. ödeyen ben...

Toplu Taşıma araçlarını ''halkımızın hoşgörüsünden dolayı'' kullanamayan ben...
Sirkeci'den vapura binip, ''Üsküdar'a giderikennnn'' şarkısını söyleyemeyen ben...


Havaalanları'nda x-ray güvenlik cihazı yanında ''yürüyebilir misiniz?'' sorusuna, tekerlekli sandalyemi işaret etmek zorunda bırakılan ben...


Şimdi siz benden röportaj talebinde bulunuyorsunuz; Engellilerin sorunlarına çözüm bulunma çalışmalarının 12.yılını kutluyor olsaydık seve seve.


http://omurswalkabout.tumblr.com/

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Prof.Dr. Cihan Aksoy

”Prof.Dr. Cihan Aksoy” ile dün tanıştım; karşısındaki hastayı (ben) pozitif yaklaşımı ile yürütmeden uçuşa geçiriyor, çok sevdim onu ve yol arkadaşlarını...

Çukurova Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Cihan Aksoy, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzmandır. Aynı zamanda Manuel Tıp Derneği ile Tamamlayıcı Destekleyici Tıp Derneği ( TETAD) Başkanı’dır. Manuel tıp ve enjeksiyon uygulamaları, çene eklem hastalıkları gibi konularda uzmanlık sahibi olan Prof. Dr. Cihan Aksoy, halen İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır.
Adres: Şişli Florence Nightingale Hastanesi Abide-i Hürriyet cad. No.164 Şişli İSTANBUL
İrtibat no: 0212 224 49 50 / 15 Hat (alıntı:doktorum)

17 Temmuz 2011 Pazar

LÜTFEN BU ALANI TEKERLEKLİ SANDALYELİYE BIRAKINIZ

Bugün 2009 yılında İngiltere'de yaşadığım dönemde kaleme aldığım bir yazıyı yinelemek istiyorum;

''PLEASE GIVE UP THIS SPACE TO A PERSON IN A WHEELCHAIR''

Brighton, 2006 yılından beri her yaz gelip, kısa süreli kaldıgım Ingiltere'nin West Sussex bölgesinde bulunan güney şehri, 27 haziran 2009'dan beri de sürekli yasadiğim yer.

250.000 nüfuslu şehrin kişi sayısı, yaz aylarında turist ve yabancı uyruklu öğrencilerle birlikte iki katına çıkıyormuş; Londra'ya tren ile 45 dakika mesafede olması ve benim gibi gözleri deniz arayan kişilerin favori şehri.

Engellilerin yaşaması için var edilmiş bir şehir bana göre; toplu taşımacılık ona göre düzenlenmiş, istisnasız bütün otobüsler tekerlekli sandalye kullanıcılarına göre, her otobüsün içinde tekerlekli sandalye için ayrılmış alan ve de 3 bebek arabası bölümü bırakılmış, otobüslere evcil hayvanlarınızla da binebiliyorsunuz. Otobuse bindiğinizde elinizdeki alış-veriş torbalarını koyabileceğiniz bir stand yapilmiş, o standa scooter'i ile binen bir çocuğun scooter'ını koyma imkani da verilmiş. Eger tren istasyonuna bavulu ile giden bir yolcu iseniz bavulunuzu da oraya koyma konforunu size sağlamiş otobüsler.

Trenlerde ise, yine tekerlekli sandalyelilerin seyahat edebileceği ayrı bölümler, bisikletliler için bisikletini bağlayıp oturabilecekleri bölümler diğer kişilerden ayrılmış durumda. Tüm vagonlarda ise anneler için çocuklarının alt bezlerini değiştirebileceği, engellilerin kullanabileceği tuvaletler mevcut. İngiltere'de trene binmeden önce görevli size mutlaka ineceginiz istasyonu soruyor ki, inmek istediğiniz durakta bir görevli önceden bulunup size rampayı açabilsin diye.

Bazı otobüs şoförleriyle de rampa konusunda sorun yaşamadım değil ama gerekli yere elektronik mektubu gönderdiğimde beni muhatap alıp karşiılığında bana zarflı mektup ile geri dönüş yaptılar (bağlı olduğum okul yöneticisine de öğrencilerini madur ettikleri için oraya da bir özür mektubu ile), üstelik içine bedava otobüs bileti de koymuşlardı; Istanbul'da ise bütün şikayet mektuplarm cevapsız kalmiştı.

Bir otobus şoförü var ki, bir insan meslegini nasıl bu kadar sever; otobüsü kullanırken sürekli şarkılar söyleyip, ıslık çalıyor, yolculara inmek için kullandığımız düğmelere basmamamızı onun yerine ''din din din'' diye ona seslenmemizi söylüyor, sabahları o şoföre denk gelirsem günüm çok keyifli başlıyor, ayrıca Türk olduğumu öğrendiğinden beri bana türkçe olarak ''Merhaba, nasılsın? Hoşcakal'' diyerek tüm yolculardan ayrı hissetmemi sağlıyor.

-----

Türkiye'de ise otobüs şoförleri ile her zaman problem yaşadım bunu da Hakkı Devrim 29 mayıs 2007 tarihli Radikal gazetesinde ''Engelli ile Otobüs şöförü'' başlıklı yazısında kaleme almıştı;

''Engelli ile otobüs şoförü''

Okan'ın Makina kadrosunda, Ömür Kınay da benim gibi misafir. Cumartesi akşamları ben saatlerce olduğum yerde hiç kımıldamadan oturuyorum ya! Pek güzel, akıllı, çalışkan ve bunların sonucu bilgili bir genç kız olan Ömür de oturuyor. Aramızdaki fark, ben dikilip yürüyebildiğim halde, o tekerlekli sandalyesinden ayrılamıyor.

Cumartesi akşamı Ömür'le baş başa konuşuyorduk. Ciddî bir şikâyeti vardı kızımın.
Otobüs şoförlerinden dert yandı. Toplu taşıta binerken yalnızsa, arabasını katlayıp almak ve Ömür'e de biraz destek olmak üzere birinin ona yardımı gerekiyor. Cebinde Engelli Kartı var.

Toplu taşıt bilet al demeyecek ona. Şoförün lütfedip yerinden kalkacak ve birkaç dakika gecikmeyi göze alarak Ömür'ün otobüse binmesine yardım edecek. Bunu bir yolcu da yapabilir elbette, ama şoförün razı olması şart.

– Yardımcı olmuyorlar, diyor. Israr ederseniz insanı terslemekten, kalp kırmaktan da geri durmuyorlar.
– Taksi şoförleri de böyle kaba mı davranıyor?
– Uzak bir yere gidecekseniz alıyorlar. Kısa mesafelerde onlar da yanaşmıyor.
– Benzer başka sıkıntıların oluyor mu?

– 23 mayıs çarşamba günü saat 15.00'te Ataköy merkez durağında 34 BC 1737 / A 116 plakalı otobüsün şoföründen rica ettim. Cevap bile vermedi.

Şikâyet etmiyorum, hayır! Kendim arayacağım. Şansım varsa rastlarım, otobüs plakalarını gözetlemeye başladım bile. Bulursam o insafsızı, ne yapacağıma da o zaman karar vereceğim. '' Hakkı Devrim.

-----

Sonuç: 15 milyonluk şehrimde 17 adet Bedensel Engellilerin kullanımına uygun Belediye Otobüsü mevcut, 250.000 nüfuslu Brighton'da tüm otobüsler. Sistem kurulmus. Tıkır tıkır işliyor.

http://www.dunyahaber.com/lutfen-bu-alani-tekerlekli-sandalyeliye-birakiniz-makale,194.html

12 Temmuz 2011 Salı

PAÇASINA İŞEMEYE MERAKLI HALKIM

Güneşli bir Pazar, Eyüp’e gidelim, orada bir Haliç turu yapalım dedik; yiyip, içtikten sonra tuvalet aramaya koyulduk.

İlk bakılan yerler restaurant tuvaletleriydi, nafile bir çabaydı çünkü heryerde ‘’alaturka’’ diye tabir ettiğimiz o lanet  tuvaletler bedensel engelli, tekerlekli sandalyeli kullanıcılarının kullanımına imkan vermemekteydi.

Cami tuvaletleri, zabıta müdürlüğü binası, benzinci…

Her yerde alaturka tuvaletler üstünüze üstünüze geliyor,
Sonunda bir umumi tuvalet bulduk üstelik engelli tuvaleti pictogramı’da var, şahane…
Tuvalet alt kata konumlandırılmış, yanında bir de güzel rampası var, rampa da inişe gayet müsayit ancak paçasına işemeye meraklı halkım ve benim aramda gelişen diyaloglar hiç de öyle güzel konumlanmadı.

Ömür: Affedersiniz Engelli Tuvaleti ne tarafta acaba?
WC Görevlisi: Burası
Ömür: Nasıl yani? Burada turnike var (hani şu bilet gösterip, üç kollu metal zımbırtıların dönerek geçiş izni verdiği şey)
WC görevlisi: Eee, Evet, buradan geçmez mi?
Ömür: bippppppppppppppppp (yazar burada bip yazarak okuyucuda merak uyandırmak istemiştir; Acaba ne demiştir???)

http://www.dunyahaber.com/pacasina-isemeye-merakli-halkim-makale,186.html

3 Temmuz 2011 Pazar

dunyahaber.com

 Benim de yazarları arasında bulunduğum haber sitesi; lütfen takip edip, paylaşınız...
http://www.dunyahaber.com/