tag:blogger.com,1999:blog-29882161320592050332024-02-06T22:33:38.026-08:00MyWalkaboutwww.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.comBlogger52125tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-71342378484525339052011-11-17T14:17:00.000-08:002011-11-17T14:17:24.249-08:00Tumblr blog adresimhttp://omurswalkabout.tumblr.com/www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-41876209981094304552011-09-16T00:36:00.001-07:002011-09-16T00:36:55.617-07:00Herkes için erişilebilir mi? İETT<section> </section><br />
15 eylül 2011 sabahı 08:00’da Beylikdüzü-İstanbul otobüs durağında <strong>Erguvan rengi</strong> <em>(Engellilerin kullanımına uygun en son getirtilen otobüs)</em> halk otobüsünü beklemeye koyulduk; otobüslerin sayıları oldukça yetersiz, beklerken 3 otobüs geldi ancak Erguvan olmadığından bana <em>(tekerlekli sandalye kullanıcılarına)</em> uygun değildi, 08:40’da otobüsümüz geldi, en yakın arkadaşım ve ben işe gitmek üzere yola koyulduk (bir sonraki durakta da destek kuvvet olarak bir arkadaşımız daha bize katılacaktı) ancak otobüsün orta kapısında olan rampa manueldi; yani otobüs şoförünün maalesef yerinden inip, otobüsü terk edip, orta kapıya gelip rampayı açması gerekiyordu (neyseki iyi ve tebessümlü birine denk gelmiştik)…<br />
<strong>(İngiltere</strong>‘ye ise ilk kez 2006’da gitmiştim bu tipteki (manuel) otobüsler yoktu, bütün rampalar otobüs şoförünün oturduğu yerden bir düğmeye basmasıyla hallediliyordu.)<br />
Otobüsün içinde tekerlekli sandalyeliler için özel alan var; yolculuk esnasında engelli yolcu sandalyesini <strong>geri</strong> istikamette tutmalı; bu kaza esnasında engelli yolcunun alacağı zararı minimum’a düşürmek için mühendisler tarafından geliştirilmiş özel alan; ancak yurdum insanı ayakta durup o özel alandaki yastığa yaslanıp yolculuğunu devam ettirmek istediğinden beni o alana yanaştırmıyorlar… <em>(örnek resim aşağıdadır/alıntıdır)</em><br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrk20xTjc41qgzz3n.jpg" /><br />
Otobüsün içinde yaşanan diyalog örneği;<br />
<strong>Ömür (Engellenen yolcu):</strong> <em>”Afedersiniz, o alana geçebilir miyim?</em><br />
<strong>Yolcu 1: </strong><em>”Eeee biz nereye tutunacağız şimdi?”</em><br />
<strong>Yolcu 2:</strong> <em>”Bunun sandalyesine”.</em><br />
<strong>Önerilerim;</strong><br />
Kaldırımlar çok yüksek değilse, <em><strong>otobüs sıfır yanaştırılır</strong></em> ve orta kapıdan direkt binilip, inilebilir. <em>(örnek resim aşağıdadır/alıntıdır)</em><br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrk21kFkpQ1qgzz3n.jpg" /><br />
<strong>Not: </strong>Tekerlekli sandalye boşken çok rahat indirilir, bir de üzerinde en az 70 kg’lık bir yetişkinle deneyiniz!..<br />
Tekerlekli sandalyeli’nin inmek için kullanacağı ”<em><strong>duracak</strong></em>” ikaz düğmesi sadece bizlerin kullanımı içindir ki, otobüs şoförüne ayrı bir uyarı ikaz lambası yanar; gelecek durakta Tekerlekli Sandalye kullanıcısının inişine göre ayarlamalarını yapar, bindiğimiz otobüste bu sistem çalışmıyor olmalı…<br />
İnişte otobüs şoförümüz, ilk andaki yardımseverliğini muhafaza etmedi ve kız arkadaşlarım bilek ve iman gücüyle o ağır rampayı kaldırdı, sonra otobüsün içine binerek beni indirdi, otobüs de bu sırada yerden bayağı yüksekteydi, halbuki bu otobüsler yere neredeyse sıfır gibi alçalabilmektedirler.<br />
Demek ki öncelik <strong>İETT çalışanlarının bilinçlendirilmesi’</strong>nde, ikincisi de <strong>halkımızın</strong> (otobüs yolcuları) Engellileri gördükçe daha yapıcı olmaları.<br />
Bir de engelliler için <strong>Kermes</strong> düzenleme, yardım geceleri yapmanın bir faydası olmadığını anlamamızda. Toplum göre göre, bizlerle yaşaya yaşaya bunu aşacaktır; bunun da hayata geçmesi için eksiklerin acilen tespit edilmesi ve şikayetlerin gözönünde bulundurulması gerekmektedir.<br />
————————————-<br />
<div class="MsoNormal">İett’nin websitesinden alıntı:</div><div class="MsoNormal">Metrobüs hattı üzerinde erişime uygun özürlü asansörü ve/veya özürlü rampası bulunan istasyonlar:</div><div class="MsoNormal"><u>ASANSÖRLER</u></div><div class="MsoNormal">1.Edirnekapı İstasyonu 1 adet<br />
2.Zincirlikuyu İstasyonu 4 adet<br />
3.Şirinevler İstasyonu 2 adet<br />
4.Sefaköy İstasyonu 3 adet<br />
5.Avcılar İstasyonu 3 adet</div><div class="MsoNormal"><u><br />
ENGELLİ RAMPASI</u></div><div class="MsoNormal">1.Topkapı İstasyonu <br />
2.Zeytinburnu İstasyonu<br />
3.İncirli İstasyonu<br />
4.Y.Bosna-Kuleli İstasyonu<br />
5.Cennet İstasyonu</div>————————————-www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-26137503721015353882011-09-14T23:57:00.000-07:002011-09-14T23:57:17.608-07:00NET eee KİM<em><strong>Murat Sebah</strong></em> tarafından yapılmış, <em>İstanbul Kültür Üniversitesi</em> 2011, bitirme projesi.<br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrehgj7bqp1qgzz3n.jpg" /><br />
Afiş<br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrehj4OEnu1qgzz3n.jpg" /><br />
Storyboard<br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrehjthrpw1qgzz3n.jpg" /><br />
Murat Sebah ve modelleri<br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrehkhktvc1qgzz3n.jpg" /><br />
Model (Ömür Kınay) ve Murat’ın elleri :)<br />
<img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lrehlmz5yk1qgzz3n.jpg" /><br />
NET eee KİM<br />
<a href="http://www.plastiksanat.com/Ana_Sayfa.html">plastiksanat.com tıklayınız</a>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-16446443748422157672011-09-03T15:00:00.000-07:002011-09-03T15:14:36.387-07:00Değerli Tiyatro Sanatçımız Sevinç Aktansel ÇETİNOK'u yitirdikTiyatro dünyası çok değerli bir sanatçısını kaybetti, Sevinç Aktansel'i...(26 Ağustos 2011)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeByvWR2PqiRDoXW-HqG096_whCcNJaSN-1M0X6kdbpXebp5xHu8b8SE4uzddepwjUG7-izQH3J75ObpI6-7NXl7b20dwcVs4f6FseOa9Kqc0yu5ipUDRuJl_doK-dzHZCrvwp1aB1FRM/s1600/sevinc_aktansel_vefat_etti_h17477.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeByvWR2PqiRDoXW-HqG096_whCcNJaSN-1M0X6kdbpXebp5xHu8b8SE4uzddepwjUG7-izQH3J75ObpI6-7NXl7b20dwcVs4f6FseOa9Kqc0yu5ipUDRuJl_doK-dzHZCrvwp1aB1FRM/s320/sevinc_aktansel_vefat_etti_h17477.jpg" width="320" /></a></div><br />
<br />
<b>SEVİNÇ AKTANSEL ÇETİNOK</b><br />
Vefa Spor Kulübü'nün kurucusu olan Saim Aktansel'in kızı olan Sevinç Aktansel Çetinok, 1937 yılında İstanbul'da doğdu. 1962 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olan Çetinok, 15 yıl AnkaraDevlet Tiyatrosu'nda, 13 yıl Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nda, 12 yıl da İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı.<br />
<br />
Çetinok, 70 e yakın oyunda oyunculuk yaptı, 20'den fazla oyun yönetti.<br />
<br />
Çetinok, <i>Mimar Sinan</i>, <i>Yıldız Teknik</i> ve <i>Trakya Üniversiteleri'</i>nde diksiyon, konuşma, tiyatro ve ikna dersleri verdi. 1996 yılından itibaren “İlişkiler”, “<b>Şehnaz Tango</b>”, “<b>Asmalı Konak</b>”, “<b>Tatlı Hayat</b>”, “<b>Büyük Yalan</b>”, “<b>Evdeki Hesap</b>”, “<b>Şarkılar Seni Söyler</b>”, “<b>Kadın Severse</b>” gibi birçok dizide ve en son olarak da “<b>Bez Bebek</b>” dizisinde “Makbuş” rolüyle televizyon izleyicisi ile buluşan Çetinok, geçen yıl da Devlet Tiyatrosu'nda “<b>King Kong'un Kızları</b>” adlı oyunda yer aldı.<br />
<br />
<span style="font-size: 12px;"><span style="color: indigo;"><b>Rol aldığı tiyatro oyunları</b></span></span><br />
<br />
2007 - Bez Bebek<br />
2006 - Tutkunum Sana<br />
2006 - Kadın Severse<br />
2005 - Aşk Her Yaşta<br />
2004 - Büyük Yalan<br />
2004 - Gece Yürüyüşü<br />
2003 - Şarkılar Seni Söyler<br />
2003 - Büyümüş de Küçülmüş<br />
2002 - Asmalı Konak<br />
2003 - Hayat Bilgisi<br />
2001 - Tatlı Hayat<br />
2001 - Nasıl Evde Kaldım<br />
2000 - Evdeki Hesap<br />
2000 - Dar Alanda Kısa Paslaşmalar<br />
1999 - Küçük Besleme<br />
1996 - Şehnaz Tango<br />
1989 - Can Şenliği <br />
<br />
Değerli sanatçının ardından bir<b> taziye</b> açılmıştır;<br />
<br />
Sevinç Aktansel ile ilgili başsağlığı mesajlarınızı, anılarınızı, onun ölümünden sonra duyduğunuz üzüntüyü yayınlayabileceğiniz bir bölüm..<br />
<br />
<a href="http://www.tiyatrodunyasi.com/makaledetay.asp?makaleno=1835">Taziye mesajı iletmek için tıklayınız</a><br />
<br />
<a href="http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/18592952.asp">Vefat haberi için tıklayınız</a>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-43748929474171253642011-08-24T23:21:00.000-07:002011-08-24T23:21:12.896-07:00Ceylan ÖZERENGİN'den Tüm Belediye Başkanlarına Açık Mektup<div class="entry-meta"> <span class="meta-prep meta-prep-author">Posted on</span> <a href="http://ceylanozerengin.blog.com/2011/08/19/tum-belediye-baskanlarina-acik-mektup/" rel="bookmark" title="2:36 pm"><span class="entry-date">August 19, 2011</span></a> <span class="meta-sep">by</span> <span class="author vcard"><a class="url fn n" href="http://ceylanozerengin.blog.com/author/ceylan_ozerengin/" title="View all posts by ceylan_ozerengin">ceylan_ozerengin</a></span> </div>Öncelikle hepinize mahsus selam eder, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim. Bizleri sual edecek olursanız, çok iyi olduğumuzu söyleyemem! “Bizler” derken engellileri kastettiğimi de hemen ifade edeyim sevgili belediye başkanlarımız… Ve sözü fazla uzatmadan sadede geleyim:<br />
Herhalde biliyorsunuzdur, yani bildiğinizi tahmin ve umut ediyorum! AKP iktidarı <strong>1 Temmuz 2005</strong> tarihinde <strong>5378 sayılı bir kanun</strong> kabul etti , çok da iyi yaptı! Bu kanunun adını hatırlatayım siz değerli belediye başkanlarına: <strong>“ÖZÜRLÜLER VE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN”.</strong> Ben “özürlü” yerine engelli diyeceğim ve bu kanunu da sizlere yazdığım bu mektubumda kısaca <strong>“Engelliler Kanunu”</strong> diye anacağım yüksek müsaadelerinizle.<br />
Bakınız, toplam 50 maddeden oluşan “Engelliler Kanunu”nun Geçici 1, 2 ve 3. Maddelerinde ne deniyor:<br />
<strong>GEÇİCİ MADDE 1: Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur.</strong><br />
<strong>GEÇİCİ MADDE 2: Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.</strong><br />
<strong>GEÇİCİ MADDE 3: Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişebilir duruma getirilir.</strong><br />
Ne yazık ki, tüm bu olumlu maddeler ile geçici maddeler sıralandıktan sonra üzerlerine düşeni YAPMAYANLAR için herhangi bir yaptırımdan söz edilmemiş. Ve benim naçizane görüşüm de odur ki siz değerli belediye başkanlarımız da bu nedenle 7 yılın dolmasına <strong>1 YIL 11 AY KALA</strong> henüz harekete geçmediniz…<br />
Eğer siz değerli belediye başkanlarımız harekete geçmiş olsaydınız, bizleri sokaklarda, yeşil alanlarda, spor alanlarında, kültürel alanlarda, kamuya açık tüm yapılarda ve özel-kamusal toplu ulaşım araçlarında görürdünüz. Üstelik de yanımızda bir akraba, arkadaş ya da refakatçi olmadan. Onurumuzla istediğimiz her yere kendi başımıza rahatlıkla ve güven içinde gidebilir, başkalarına muhtaç olmazdık. Bağımsız olabilirdik. Rica minnet etmezdik. İtilip kakılmaz, kan ter gözyaşı ve sinir içinde kalmazdık. Ama sizler hep beklediniz, artık neyi bekliyorsanız! Ama bizler de bekliyoruz sevgili belediye başkanları. Bu kanundaki maddelerin birer birer hayata geçirilmesini sabırla bekliyoruz. Gerçi her sabrın da bir “raf ömrü” vardır.<br />
Yeniden hatırlayalım ve hatırlatalım: Kanunun kabul edilme tarihi <strong>1 TEMMUZ 2005</strong>. Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi ise <strong>7 TEMMUZ 2005</strong>. Kanun yayımından <strong>1 yıl sonra</strong> yürürlüğe giriyor. <strong>Yani 7 Temmuz 2006’dan bu yana YÜRÜRLÜKTE.</strong> Geçici Madde 2 ve 3’de de “kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren <strong>yedi (rakamla 7) yıl içinde</strong> engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir” diyor. Hesap çok basit: <strong>2005 +1 +7 = 2013</strong>. Biz hangi yıldayız? Cevap, 2011. Hangi aydayız? Cevap, Ağustos. Peki 2013’ün 1 Temmuz’una varmaya ne kalmış? Cevap, 1 yıl 11 AY!<br />
Üstelik de siz çok değerli ve çalışkan belediye başkanlarımızın meşguliyetlerinizden dolayı dikkatinden kaçtıysa da ben yardımcı olayım: Tüm bu yapılması gerekenler ve alınması gereken tedbirler 7 yıl <strong>İÇİNDE</strong> yapılır deniyor. 7 yıl <strong>SONRA</strong> değil!<br />
Şimdi, sizlerin belediye başkanlığı hudutlarınız dahilinde engellilerin erişimine neleri açıp açmadığınızı, bu konuda neleri yapıp yapmadığınızı, kendilerini yazılarından tanıyıp hayran olduğum iki engelli kadın anlatsın. Kendilerinin sıradan gündelik yaşamlarında bakın neler olmuş ya da olamamış. Bir lutfedin, ben de ricacı olayım, <strong>Ömür Kınay</strong> ile <strong>Ayşegül Domaniç Yelçe</strong>’nin yazdıklarını lütfen okuyun. Vaktiniz yok ise, özel kalem müdürleriniz, danışmanlarınız ve hatta sekreterleriniz okuyup size özetlesinler bir zahmet. Bakınız, sizlere yazılarından örnek olmak üzere linklerini de veriyorum:<br />
<a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18439986.asp">http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18439986.asp</a><br />
<a href="http://omurswalkabout.blogspot.com/2011/08/170899.html">http://omurswalkabout.blogspot.com/2011/08/170899.html</a><br />
<a href="http://omurswalkabout.blogspot.com/">http://omurswalkabout.blogspot.com/</a><br />
<a href="http://www.dunyahaber.com/burasi-turkiye-makale,180.html">http://www.dunyahaber.com/burasi-turkiye-makale,180.html</a><br />
Mektubuma son verirken, siz değerli belediye başkanlarımızın engelsizler kadar engellilerin oylarıyla da seçildiğinizi, engellilerin nüfusunun yaklaşık 8,5 milyon olduğunu, üstelik bu 8,5 milyon dışında “engelli” kategorisine yaşlılık nedeniyle bazı organları eskisi kadar iyi çalışmayan milyonlarca insanın daha girdiğini de saygılarımla hatırlatmak isterim.<br />
<strong>Bu mektubumu okuyanlardan ricam:</strong> Kendi yaşadığınız yerlerdeki belediye başkanlarına iletin. Adı üstünde, AÇIK MEKTUP. Altına ister kendi adınızı, ister benim adımı yazın, farketmez. Eğer olur da belediye başkanlarınızdan bir yanıt alırsanız, sizlere engellilerin erişimi için <strong>resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar ve şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan özel ya da kamu toplu taşıma hizmetlerinde</strong> gerçekleştirdikleri erişilebilirlikleri belirtirlerse, benimle de e-postalarla paylaşın. Ben de bana gelen yanıt olursa sizlerle paylaşacağım.<br />
Engellilerin önündeki tüm engellerin kaldırılması dileklerimle, ayrımsız TÜM belediye başkanlarından kanunların dikte ettiği hizmetleri bizlere en kısa zamanda vermelerini talep ediyorum.<br />
İletişim için: <a href="mailto:ceylan_ozerengin@yahoo.com">ceylan_ozerengin@yahoo.com</a>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-31365586122494145342011-08-16T00:32:00.000-07:002011-08-21T23:51:16.106-07:0017.08.99 - ∞<b>17 Ağustos 99 Marmara Depremi</b>'nin 12. anma yılının yaklaştığı bugünlerde sadece ağustos ayında hatırlanan Depremzedelerden biri de <i>Ömür Kınay</i>. Kınay tüm ısrarlarımıza rağmen röportaj teklifimizi geri çevirdi, sebebini de şu şekilde ifade etti...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjELS15KixYpL5MLmDnkcof-PY0JSr__YjOTpedcN_oOsnm1W1QQjCz9EZqPgp3fGTJmkmChh3Xkaa4b0rpGy5ar-wrXLpA0957q40_I9QrI36J7V9T1kAJhNo3srSZGNN-FxL83jalqhM/s1600/16F7E3C05E133C448A76E463r.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="123" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjELS15KixYpL5MLmDnkcof-PY0JSr__YjOTpedcN_oOsnm1W1QQjCz9EZqPgp3fGTJmkmChh3Xkaa4b0rpGy5ar-wrXLpA0957q40_I9QrI36J7V9T1kAJhNo3srSZGNN-FxL83jalqhM/s320/16F7E3C05E133C448A76E463r.jpg" width="320" /></a></div><br />
<div></div><div>''<i>Sadece ağustos ayında hatırlanıp, röportaj yapılan bir kaç kişiden biriyim oysaki hatırlanması gereken binler ve çözümsüzlükler</i>''<br />
<br />
Sözde yapılandırılan yollar, kaldırımlar, merdivenler;<br />
Rampaların uzaya mekik gönderebilecek kapasitedeki yapısı...<br />
<br />
Engelli wc'lerinde sadece ''<b>engelli pictogramının</b>'' uygun bulunduğu...Engelli wc'ye girişte <b>üç kollu turnike</b> sisteminden geçmek zorunda bırakılan ben...<br />
<br />
Onbir yıldır sonuçlanmayan <b>Deprem davam</b>...<br />
Sorumlu Müteahhitlerin yakalanamaması, yakalananların da serbet bırakılması...<br />
<br />
Yıkılan evimize karşılık tahsis edilen <b>Deprem Konutları</b>'nın girişinde merdiven olduğundan, orada yaşayamayan ben...<br />
<br />
Özel İletişim Vergisi, Gelir Vergisi, Emlak Vergisi, Deprem Vergisi vb. ödeyen ben...<br />
<br />
Toplu Taşıma araçlarını ''halkımızın hoşgörüsünden dolayı'' kullanamayan ben...<br />
Sirkeci'den vapura binip, ''<b><i>Üsküdar'a giderikennnn</i></b>'' şarkısını söyleyemeyen ben...<br />
<br />
<br />
Havaalanları'nda x-ray güvenlik cihazı yanında '<b><i>'yürüyebilir misiniz?</i></b>'' sorusuna, tekerlekli sandalyemi işaret etmek zorunda bırakılan ben...<br />
<br />
<br />
Şimdi siz benden röportaj talebinde bulunuyorsunuz; Engellilerin sorunlarına çözüm bulunma çalışmalarının 12.yılını kutluyor olsaydık seve seve.</div><br />
<br />
http://omurswalkabout.tumblr.com/www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-4735185949298338142011-08-13T00:53:00.000-07:002011-08-13T00:53:44.237-07:00Prof.Dr. Cihan Aksoy<strong>”Prof.Dr. Cihan Aksoy” ile dün tanıştım; karşısındaki hastayı (ben) pozitif yaklaşımı ile yürütmeden uçuşa geçiriyor, çok sevdim onu ve yol arkadaşlarını...</strong><br />
<br />
Çukurova Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Cihan Aksoy, <strong>Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon</strong> alanında uzmandır. Aynı zamanda Manuel Tıp Derneği ile Tamamlayıcı Destekleyici Tıp Derneği ( TETAD) Başkanı’dır. Manuel tıp ve enjeksiyon uygulamaları, çene eklem hastalıkları gibi konularda uzmanlık sahibi olan Prof. Dr. Cihan Aksoy, halen İstanbul Üniversitesi<strong> İstanbul Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı</strong> olarak görev yapmaktadır.<br />
<strong>Adres: </strong>Şişli Florence Nightingale Hastanesi Abide-i Hürriyet cad. No.164 Şişli İSTANBUL <br />
<strong>İrtibat no:</strong> 0212 224 49 50 / 15 Hat <em>(alıntı:doktorum)</em><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-IOPv6sSpo50vhYYX185jpwEV86Ar_5IEgl8Q9XGkV0RkaUkT_7NOy1C4vY3M2lY29nsOnyVIDUjA2BLctqaHAyppl4sJQKAgD6Gfprm44u1yQauTT0QjYxyW8TPkyKCnpx2mGbASamU/s1600/1263771211.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-IOPv6sSpo50vhYYX185jpwEV86Ar_5IEgl8Q9XGkV0RkaUkT_7NOy1C4vY3M2lY29nsOnyVIDUjA2BLctqaHAyppl4sJQKAgD6Gfprm44u1yQauTT0QjYxyW8TPkyKCnpx2mGbASamU/s1600/1263771211.jpg" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-22365564245179596122011-07-17T02:18:00.000-07:002011-07-17T02:21:11.657-07:00LÜTFEN BU ALANI TEKERLEKLİ SANDALYELİYE BIRAKINIZ<i>Bugün 2009 yılında İngiltere'de yaşadığım dönemde kaleme aldığım bir yazıyı yinelemek istiyorum;</i><br />
<br />
''<b>PLEASE GIVE UP THIS SPACE TO A PERSON IN A WHEELCHAIR</b>''<br />
<br />
Brighton, 2006 yılından beri her yaz gelip, kısa süreli kaldıgım Ingiltere'nin West Sussex bölgesinde bulunan güney şehri, 27 haziran 2009'dan beri de sürekli yasadiğim yer.<br />
<br />
250.000 nüfuslu şehrin kişi sayısı, yaz aylarında turist ve yabancı uyruklu öğrencilerle birlikte iki katına çıkıyormuş; Londra'ya tren ile 45 dakika mesafede olması ve benim gibi gözleri deniz arayan kişilerin favori şehri.<br />
<br />
Engellilerin yaşaması için var edilmiş bir şehir bana göre; toplu taşımacılık ona göre düzenlenmiş, <b>istisnasız bütün otobüsler</b> tekerlekli sandalye kullanıcılarına göre, her otobüsün içinde tekerlekli sandalye için ayrılmış alan ve de 3 bebek arabası bölümü bırakılmış, otobüslere evcil hayvanlarınızla da binebiliyorsunuz. Otobuse bindiğinizde elinizdeki alış-veriş torbalarını koyabileceğiniz bir stand yapilmiş, o standa scooter'i ile binen bir çocuğun scooter'ını koyma imkani da verilmiş. Eger tren istasyonuna bavulu ile giden bir yolcu iseniz bavulunuzu da oraya koyma konforunu size sağlamiş otobüsler.<br />
<br />
Trenlerde ise, yine tekerlekli sandalyelilerin seyahat edebileceği ayrı bölümler, bisikletliler için bisikletini bağlayıp oturabilecekleri bölümler diğer kişilerden ayrılmış durumda. Tüm vagonlarda ise anneler için çocuklarının alt bezlerini değiştirebileceği, engellilerin kullanabileceği tuvaletler mevcut. İngiltere'de trene binmeden önce görevli size mutlaka ineceginiz istasyonu soruyor ki, inmek istediğiniz durakta bir görevli önceden bulunup size rampayı açabilsin diye.<br />
<br />
Bazı otobüs şoförleriyle de rampa konusunda sorun yaşamadım değil ama gerekli yere elektronik mektubu gönderdiğimde beni muhatap alıp karşiılığında bana zarflı mektup ile geri dönüş yaptılar (bağlı olduğum okul yöneticisine de öğrencilerini madur ettikleri için oraya da bir özür mektubu ile), üstelik içine bedava otobüs bileti de koymuşlardı; Istanbul'da ise bütün şikayet mektuplarm cevapsız kalmiştı.<br />
<br />
Bir otobus şoförü var ki, bir insan meslegini nasıl bu kadar sever; otobüsü kullanırken sürekli şarkılar söyleyip, ıslık çalıyor, yolculara inmek için kullandığımız düğmelere basmamamızı onun yerine ''din din din'' diye ona seslenmemizi söylüyor, sabahları o şoföre denk gelirsem günüm çok keyifli başlıyor, ayrıca Türk olduğumu öğrendiğinden beri bana türkçe olarak ''Merhaba, nasılsın? Hoşcakal'' diyerek tüm yolculardan ayrı hissetmemi sağlıyor.<br />
<br />
-----<br />
<br />
Türkiye'de ise otobüs şoförleri ile her zaman problem yaşadım bunu da <b>Hakkı Devrim</b> 29 mayıs 2007 tarihli Radikal gazetesinde ''Engelli ile Otobüs şöförü'' başlıklı yazısında kaleme almıştı;<br />
<br />
''<b>Engelli ile otobüs şoförü</b>''<br />
<br />
Okan'ın Makina kadrosunda, Ömür Kınay da benim gibi misafir. Cumartesi akşamları ben saatlerce olduğum yerde hiç kımıldamadan oturuyorum ya! Pek güzel, akıllı, çalışkan ve bunların sonucu bilgili bir genç kız olan Ömür de oturuyor. Aramızdaki fark, ben dikilip yürüyebildiğim halde, o tekerlekli sandalyesinden ayrılamıyor.<br />
<br />
Cumartesi akşamı Ömür'le baş başa konuşuyorduk. Ciddî bir şikâyeti vardı kızımın.<br />
Otobüs şoförlerinden dert yandı. Toplu taşıta binerken yalnızsa, arabasını katlayıp almak ve Ömür'e de biraz destek olmak üzere birinin ona yardımı gerekiyor. Cebinde Engelli Kartı var.<br />
<br />
Toplu taşıt bilet al demeyecek ona. Şoförün lütfedip yerinden kalkacak ve birkaç dakika gecikmeyi göze alarak Ömür'ün otobüse binmesine yardım edecek. Bunu bir yolcu da yapabilir elbette, ama şoförün razı olması şart.<br />
<br />
– Yardımcı olmuyorlar, diyor. Israr ederseniz insanı terslemekten, kalp kırmaktan da geri durmuyorlar.<br />
– Taksi şoförleri de böyle kaba mı davranıyor?<br />
– Uzak bir yere gidecekseniz alıyorlar. Kısa mesafelerde onlar da yanaşmıyor.<br />
– Benzer başka sıkıntıların oluyor mu?<br />
<br />
– 23 mayıs çarşamba günü saat 15.00'te Ataköy merkez durağında 34 BC 1737 / A 116 plakalı otobüsün şoföründen rica ettim. Cevap bile vermedi.<br />
<br />
Şikâyet etmiyorum, hayır! Kendim arayacağım. Şansım varsa rastlarım, otobüs plakalarını gözetlemeye başladım bile. Bulursam o insafsızı, ne yapacağıma da o zaman karar vereceğim. '' Hakkı Devrim.<br />
<br />
-----<br />
<br />
Sonuç: 15 milyonluk şehrimde 17 adet Bedensel Engellilerin kullanımına uygun Belediye Otobüsü mevcut, 250.000 nüfuslu Brighton'da tüm otobüsler. Sistem kurulmus. Tıkır tıkır işliyor.<br />
<br />
<a href="http://www.dunyahaber.com/lutfen-bu-alani-tekerlekli-sandalyeliye-birakiniz-makale,194.html">http://www.dunyahaber.com/lutfen-bu-alani-tekerlekli-sandalyeliye-birakiniz-makale,194.html</a>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-54484650121624810742011-07-12T00:41:00.000-07:002011-07-12T00:42:08.566-07:00PAÇASINA İŞEMEYE MERAKLI HALKIM<div class="MsoNormal">Güneşli bir Pazar, Eyüp’e gidelim, orada bir Haliç turu yapalım dedik; yiyip, içtikten sonra tuvalet aramaya koyulduk. <br />
<br />
İlk bakılan yerler restaurant tuvaletleriydi, nafile bir çabaydı çünkü heryerde ‘’<b>alaturka</b>’’ diye tabir ettiğimiz o lanet tuvaletler bedensel engelli, tekerlekli sandalyeli kullanıcılarının kullanımına imkan vermemekteydi. <br />
<br />
Cami tuvaletleri, zabıta müdürlüğü binası, benzinci…<br />
<br />
Her yerde alaturka tuvaletler üstünüze üstünüze geliyor,</div><div class="MsoNormal">Sonunda bir umumi tuvalet bulduk üstelik <b><i>engelli tuvaleti pictogramı’</i></b>da var, şahane…</div><div class="MsoNormal">Tuvalet alt kata konumlandırılmış, yanında bir de güzel rampası var, rampa da inişe gayet müsayit ancak paçasına işemeye meraklı halkım ve benim aramda gelişen diyaloglar hiç de öyle güzel konumlanmadı.<br />
<br />
<b>Ömür:</b> <i>Affedersiniz Engelli Tuvaleti ne tarafta acaba?</i></div><div class="MsoNormal"><b>WC Görevlisi</b>: <i>Burası</i></div><div class="MsoNormal"><b>Ömür: </b><i>Nasıl yani? Burada turnike var (hani şu bilet gösterip, üç kollu metal zımbırtıların dönerek geçiş izni verdiği şey)</i></div><div class="MsoNormal"><b>WC görevlisi:</b> <i>Eee, Evet, buradan geçmez mi?</i></div><div class="MsoNormal"><b>Ömür: </b>bippppppppppppppppp (yazar burada bip yazarak okuyucuda merak uyandırmak istemiştir; Acaba ne demiştir???)<br />
<br />
http://www.dunyahaber.com/pacasina-isemeye-merakli-halkim-makale,186.html </div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-44119968430592107022011-07-03T05:46:00.000-07:002011-07-03T05:46:56.507-07:00dunyahaber.com Benim de yazarları arasında bulunduğum haber sitesi; lütfen takip edip, paylaşınız...<br />
http://www.dunyahaber.com/www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-70717755607126196342011-06-29T02:31:00.000-07:002011-06-29T02:31:53.877-07:00Ben ENGELLİYİM<!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:TrackMoves/> <w:TrackFormatting/> <w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone> <w:PunctuationKerning/> <w:ValidateAgainstSchemas/> <w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid> <w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent> <w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText> <w:DoNotPromoteQF/> <w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther> <w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian> <w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript> <w:Compatibility> <w:BreakWrappedTables/> <w:SnapToGridInCell/> <w:WrapTextWithPunct/> <w:UseAsianBreakRules/> <w:DontGrowAutofit/> <w:SplitPgBreakAndParaMark/> <w:DontVertAlignCellWithSp/> <w:DontBreakConstrainedForcedTables/> <w:DontVertAlignInTxbx/> <w:Word11KerningPairs/> <w:CachedColBalance/> </w:Compatibility> <m:mathPr> <m:mathFont m:val="Cambria Math"/> <m:brkBin m:val="before"/> <m:brkBinSub m:val="--"/> <m:smallFrac m:val="off"/> <m:dispDef/> <m:lMargin m:val="0"/> <m:rMargin m:val="0"/> <m:defJc m:val="centerGroup"/> <m:wrapIndent m:val="1440"/> <m:intLim m:val="subSup"/> <m:naryLim m:val="undOvr"/> </m:mathPr></w:WordDocument> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267"> <w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/> <w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/> <w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/> </w:LatentStyles> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]> <style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;}
</style> <![endif]--> <br />
Türkiye'de engelliye okuma hakkı, çalışma imkanı, sosyal yaşamda var olma hakkı verme; üstüne üstlük ebeveyninden kalan sgk maaşı var diye, engelli maaşına bağlama, sözüm ona Engelli İndirimi adı altında 2-3 tl. gibi indirimler yap, sonra Türkiye'nin Dev firmasıyız safsataları ile göz boya.<br />
Ben bir ÖZÜRLÜYÜM (sizin bana yakıştırdığınız isimle), <strong>Emlak vergimi</strong>, <strong>Gelir vergimi</strong>, <strong>Dask vergimi</strong>, <strong>Özel İletişim vergimi</strong>, <strong>Tüketim vergimi</strong> aldığınız bir ENGELLİ...<br />
Marmara Depremi'nde yıkılan evimize karşılık, bizi <em>(mimari koşulları Bedensel Engelliye uygun inşa edilmeyen)</em> <strong>Deprem Konutları</strong>'nda oturma zorunluluğuyla başbaşa bırakan, insanca yaşama hakkımı elinden alan, ulaşımımı taksi ile yapmak zorunda bıraktığınız Engelli...<br />
-------------------------------------------------------------------------------------------<br />
TTnet Adsl <strong>Engelli </strong>İndirimi<br />
Sürekli <em>kota aşımı</em> yaptığımı söyleyen TTnet'ten hiç memnun değilim, ne yazık ki bir yıllık sözleşme altına attığım imza yüzünden her ay minimum 49.tl ödüyorum, ben de sınırsıza geçeyim bari diye düşünüp bir de Engelli indirimi var mı? diye yaptığım araştırma sonucu şu bilgilere ulaşıyorum;<br />
-------------------------------------------------------------------------------------------<br />
<em>TTnet websitesinden alıntı: </em><br />
<h2>Ttnet adsl'de engelli indirimi</h2>Değerli Müşterimiz,<br />
Kampanyadan yeni abone olan ve mevcut taahhütsüz tüm müşterilerimiz 24 aylık abonelik taahhütnamesi imzalayarak yararlanabilmektedir.<br />
<br />
Kampanya kapsamında 24 ay <strong>indirimli</strong> fiyatlar, ücretsiz kablosuz modem sunulmaktadır. Ayrıca kampanya kapsamında bağlantı ücreti olan (24 TL) alınmamaktadır.<br />
Kampanyamız şu an için sadece 3 paketimiz üzerinden uygulanmaktadır. Net4, Net6 ve Netlimitsiz paketlerini kullanan ve görme engeli bulunan <strong>müşterilerimiz</strong> kampanyamızdan yararlanabilmektedir. <br />
<br />
Kampanyadan yararlanmak için;<br />
Türk Telekom Ofislerine giderek <strong>Görme Engelli</strong> olduğunuzu ispat edecek belgeniz ve kimlik fotokopinizle bu kampanya kapsamında abone olabilirsiniz.<br />
Kampanya kapsamında uygulanacak indirimli tarife ücreti aşağıdaki tabloda yer almaktadır.<br />
--------------------------------------------------------------------------------------------<br />
<strong>İDO - İstanbul Deniz Otobüsleri</strong><br />
Tam bilet ücreti 15 tl. iken, engelli indirimi 13 tl.dir.<br />
--------------------------------------------------------------------------------------------<br />
12 haziran 2011 seçimi öncesi açıklanan Engelliler <strong>Emlak vergisi </strong>ödemeyecek yalanı;<br />
Yıllardır gelir vergisini ödediğim; girişinde merdiven olan Deprem Konutları'ndaki daireme Emlak Vergisi ödemek zorundaydım, ödüyordum, ödemeye devam...<br />
Efendim birinci şart o evde oturmam gerekiyormuş; diğer şartlara değinmiyorum, illa her engelli için bir madde hayatında söz konusudur ve Emlak Vergisi Muafiyeti koca bir yalandır.<br />
--------------------------------------------------------------------------------------------<br />
Son zamanlarda en çok tutan şey ise; toplumun her kesiminde, gençlerde ve çocuklarda engellilere yönelik duyarlılık yaratma amaçlı yapılan FARKINDALIK ÇALIŞMASI. <br />
Farkında olmuş bir toplum özlemiyle...www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-91654682083458620752011-06-27T04:08:00.000-07:002011-06-27T04:08:56.702-07:0013 haziran 2011<div class="MsoNormal">Ertesi gün kepçe sesleri ile uyandı, sokak bir baştan bir başa kazılıyordu, camı açtı</div><div class="MsoNormal">-<em>Kolay gelsin ama ben bu evden nasıl dışarı çıkacağım…</em> diye sordu.</div><div class="MsoNormal">* <em>Vallahi abla bu sokak böyle tamamen kazılacak sen istersen şimdiden evden çık ama merak etme biz seni taşırız’’ yanıtını aldı…</em></div><div class="MsoNormal">Zihniyle beraber, yüzüde iyice gerildi; belediyenin telefonunu çaldırdı,</div><div class="MsoNormal"><em>Sesli yanıt: Dilek ve şikayetleriniz <span> </span>için…</em></div><div class="MsoNormal">-<em>Beyefendi, ben tekerlekli sandalyeliyim, kapımın önü kazılıyor ve akşamüstü saat dörtte evimden çıkmak zorundayım.</em></div><div class="MsoNormal">**<em>Vallahi hanımefendi, ben de bir özürlü babasıyım…</em></div><div class="MsoNormal">-<em>Belediye olarak bunu hep yapıyorsunuz, bir gün önceden neden mahalle sakinlerine haber vermiyorsunuz, insanların arabalarını da sokaktan çıkarmalarına müsaade etmiyorsunuz?</em></div><div class="MsoNormal">**<em>Vallahi hanımefendi gayet şeffaf bir seçim ertesindeyiz, burası TÜRKİYE…</em></div><div class="MsoNormal">Evet burası <strong>TÜRKİYE</strong>…</div><div class="MsoNormal">artık her münakaşa, dönüp dolaşıp ona karşı bir ithamla neticeleniyordu.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhiklnkg5a0-r0mMqjwxdPf0MvdqyUU6AKoh5gbXs3trY45xxEtEAWXpy4FeGUzrBm41so4NodFV2Fo3SKm-Yylk1lCpwl_GSumycwZJXYOjMzMfzJAMTXKolJY000rA7GtsUsqjmlyOo/s1600/DSC01175.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhiklnkg5a0-r0mMqjwxdPf0MvdqyUU6AKoh5gbXs3trY45xxEtEAWXpy4FeGUzrBm41so4NodFV2Fo3SKm-Yylk1lCpwl_GSumycwZJXYOjMzMfzJAMTXKolJY000rA7GtsUsqjmlyOo/s320/DSC01175.JPG" width="320" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHSQ3uRiZfQI1TC9uWzG2I48SahDwmCVsvlN_Cc6DFWpFY42u4JzM_SlSzzxuhhIfs4sFCEX1oFILQW6UwqPzelhc3QB2e7glZqltlTmEUpe-tMph1nThP_BMJ7CdFOfDkR2bIKCEkQWE/s1600/DSC01176.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHSQ3uRiZfQI1TC9uWzG2I48SahDwmCVsvlN_Cc6DFWpFY42u4JzM_SlSzzxuhhIfs4sFCEX1oFILQW6UwqPzelhc3QB2e7glZqltlTmEUpe-tMph1nThP_BMJ7CdFOfDkR2bIKCEkQWE/s320/DSC01176.JPG" width="240" /></a></div><div class="MsoNormal"><br />
</div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-55196927804064906722011-05-28T03:42:00.000-07:002011-05-28T03:42:53.670-07:00A little seahorse<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio3U82_TCzcZjgEQ3qaBAxYhk4BCe6bvz67_OGhntBLTUH1GZ5DetVPoHklpPUMIpI5QAmknkp4KXDL8CqLAUHZIiHDnyxaNg6w0pjSSJ3-HLlUBGs2qZ-pakkCC3rDk2x5ZB9OIMMvkY/s1600/tumblr_llwireNSWi1qhcupro1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio3U82_TCzcZjgEQ3qaBAxYhk4BCe6bvz67_OGhntBLTUH1GZ5DetVPoHklpPUMIpI5QAmknkp4KXDL8CqLAUHZIiHDnyxaNg6w0pjSSJ3-HLlUBGs2qZ-pakkCC3rDk2x5ZB9OIMMvkY/s320/tumblr_llwireNSWi1qhcupro1_500.jpg" width="245" /></a></div><i>''I want to be a little seahorse...A little seahorse''</i><br />
ömür kınay - typography <i><br />
</i>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-88350441681899742802011-05-21T01:46:00.000-07:002011-05-21T01:46:21.841-07:00Yaşamak bir ağaç gibi...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLaSRwMwNSozYP8F8fhTi9p8eQWTZ0Fg_xFsYxcX1ET7jv3xyy9c_svhHtERROYS1FR8kt2Fc84eyTUEf2obvErd_NJFxiOLEAQCrevN4CsFphIU6i_5zgrFsWQWmLOguFnM2tPTeqQdk/s1600/omur-agac11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="237" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLaSRwMwNSozYP8F8fhTi9p8eQWTZ0Fg_xFsYxcX1ET7jv3xyy9c_svhHtERROYS1FR8kt2Fc84eyTUEf2obvErd_NJFxiOLEAQCrevN4CsFphIU6i_5zgrFsWQWmLOguFnM2tPTeqQdk/s320/omur-agac11.jpg" width="320" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-49181342295707573232011-05-21T01:41:00.000-07:002011-05-21T01:44:12.642-07:00Şafak Pavey - en az 8,5 milyon’un temsili - Siyaset Meydanı<section>Programın tamamını izlemenizi tavsiye ederim; benim bulunduğum bölümler ise Dakika 11 - 01:14 - 02:06 / Ömür Kınay<br />
”12 Haziran seçimleri öncesi ‘<b>Siyaset Meydanı</b>’, siyasi partilerin önde gelen isimlerini halk meclisiyle buluşturmaya devam ediyor. Bu haftanın konuğu, çiçeği burnunda <b>CHP</b>’li Şafak Pavey… Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunda diplomat olarak görev alan <b>İstanbul</b> 1. Bölge milletvekili adayı <b>Şafak Pavey</b> canlı yayında soruları yanıtlayacak”<br />
12 Mayıs 2011 tarihli yayın.<br />
<b> </b></section><section><b><a href="http://tvarsivi.com/?e=10703">Siyaset Meydanı - ŞAFAK PAVEY / CHP - Ömür Kınay izlemek için</a></b><br />
<br />
Safak’i umut yasatiyor…<br />
Bu yazi 24 Mayis 1996 saat 09:03’te Cenevre’de trenin altinda <br />
bedeninin yarisini birakan kizim Safak Pavey’in cesaret ve <br />
metanetinin tasavvuf sozlugundeki cevabidir.<br />
<b>Ayse Onal </b><br />
Her sey 24 Mayis’ta bir aksam ustu telefonu ile baslamadi. O cuma <br />
saat 11:00’de bir telefon konusmasinda ansizin sizlayan burnum ve <br />
gozlerimden sessizce suzulen birkac damla yasin nedensiz sebeplerini <br />
telefonun ote yanindaki sese sordum:<br />
“Bana ne oluyor durup dururken agliyorum.” Cevap, “Yaslaniyorsun <br />
artik” oldu. Oysa en cok gulmekle elestirilirdim. Oysa tam burnumun <br />
sizladigi o sirada saat Zurih’te 10:00’da Safak Pavey, tren <br />
istasyonunda kurulan seyyar hastanede, bilinci ve metaneti yerinde <br />
ameliyat olmaktaydi. Bunu ertesi gun ogrenecektim. Ve diger seyleri <br />
de… <i>(alıntı)</i><b><br />
</b><br />
<b> ————————————————————————————————————————————————-</b><br />
CHP’nin seçim listesinde ismi açıklanan, beni ve 8,5 milyon engellinin dışında ilerici, bağımsız, özgürlük ve eşitliği savunan kişilerin seçmesi gerektiği, örnek-mücadeleci isim ŞAFAK PAVEY.</section><section> </section><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvJV5yiRNAFz-FaI2BpAQz3Qu8kGbqFw1rEz3eLgzZYWo5KxB3O_0dYOGExiat8nZ1-CDYfaNoeFzN5AXpiCM9c2SZhIL5FQn0zs7j8XmfFyo50g_t8mJV0um1xLDnlICMyp-oDacUpaQ/s1600/safakoavey.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvJV5yiRNAFz-FaI2BpAQz3Qu8kGbqFw1rEz3eLgzZYWo5KxB3O_0dYOGExiat8nZ1-CDYfaNoeFzN5AXpiCM9c2SZhIL5FQn0zs7j8XmfFyo50g_t8mJV0um1xLDnlICMyp-oDacUpaQ/s320/safakoavey.jpg" width="240" /></a></div><section> </section>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-86444535391774049202011-05-21T01:37:00.000-07:002011-05-21T01:37:26.665-07:00Saints Sergius and Bacchus - Küçük Ayasofya<div class="MsoNormal"><span>KÜÇÜK AYASOFYA – <strong>İSTANBUL GEZİ REHBERİ</strong> - <em>Murat Belge</em></span></div><div class="MsoNormal"><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks2yla28B1qgzz3n.jpg" /></em></span></div><div class="MsoNormal"><span>Bukoleon’un bu kalıntısının hemen ilerisinde, sarayın özel limanının olduğu bölgeye geliyoruz. Küçük bir girinti olan (ve tamamen dolan) bu limanda, şimdi Arkeoloji Müzesi’nde bulunan iki aslan heykelinden ötürü Porta Leonis adıyla anılan kapıdan içeri, saraya geçiliyordu. İmparator, saltanat kayağına bu limanda binerek kentin çeşitli yerlerine denizden gidiyordu. Bir depremde çöktükten sonra kapı Türkler tarafından ‘’<strong>Çatladıkapı</strong>’’ diye adlandırıldı. Başka bir iddiaya görede, fetihten az sonrada burada yaşadığı bilinen ‘’Çatladı Kasım’’ adlı birinin adının bozulmuş şeklidir bu. Gene buralarda, ‘’faros’’ (fener) diye anılan bir sur burcu vardı: Bizans’ın kalelerden kalelere ateş ve dumanla verilen tehlike sinyallerinin son menziliydi bu kule; doğu tarafından yaklaşan düşman ordusu hakkında verilen tehlike sinyallerinin son menziliydi bu kule; doğu tarafından yaklaşan düşman ordusu hakkında verilen duman işareti enson buraya ulaşırdı. Aynı adı taşıyan , İsa’dan kaldığına inanılan kutsal eşyaların saklandığı kilise , 1204 Latin işgalinde yok oldu.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks2zd36Ud1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Şehre giren yolun karşısına geçip yürüyoruz; birazdan, surların içinde kiliseden çevrildiği fark edilen bir cami görüyoruz.Amacımız surları keşfetmek de olsa, buradan içeriye kısa bir sapma yapmakta yarar var. İlkin, Küçük Ayasofya’ya (planı Ayasofya’yı andırdığı için Türkler bu adı vermişti) ya da eski adıyla Sergios ve Bakhos Kilisesi’ne bakalım. Bu kilisede Iustinianos’un imar dönemi eserlerindendir ve 527’de , yani asıl Ayasofya’dan birkaç yıl önce yaptırılmıştır. Dethier bu kiliseyi Iustinianos’un karısı Theodora’nın yaptırdığını söylüyor. Ama bir başka yaygın efsaneye göre Iustinianos, İmparator Anastasios’a karşı bir suikast komplosuna girişmiş ya da giriştiği iddia edilmiş. O sırada bu iki aziz imparatora rüyasında onun suçsuz olduğunu söylemişler ve böylece Iustinianos idamdan kurtulmuş. Iustinianos bu kiliseyi yaparak azizlere şükranını dile getirmiş.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks303Vt0p1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Iustinianos’un temsil ettiği parlama, Bizans tarihinde kısa bir rönesans gibi olmuş, herhalde dönemin mimarlarını da etkilemiş ve onları yeni yeni planlar aramaya teşvik etmişti. Sergios ve Bakhos ilginç bir plana sahiptir. Kareye yakın bir dikdörtgen üzerine oturan bir sekizgene dayanan değişik bir kubbesi vardır. Sekizgen, aralarında ikişer sütun bulunan sekiz payeden oluşur. Bunların üstüne oturan dört kemer ve dört yarım kubbe, Rüstem Paşa ve daha sonra Edirne’deki Selimiye camileri hakkında ilginç bir fikir verir gibidir. Alt katta, sütunlarla dış duvarlar arasında bir çeşit ambulatuar biçimlenir. Üst katta da geniş, güzel bir galeri vardır. Sütunlar pembe ve yeşil, somaki mermerdendir.Yapıldığı zaman bütün duvarların çok güzel mermerler ve ayrıca mozaiklerle kaplı olduğunu biliyoruz. Sütunların üzerindeki üst galeri boyunca Yunanca yazılar görülüyor.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks30xkk9C1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Kilisenin mimarı bilinmiyor. Bu da yazık , çünkü binanın planınnın son derece doğurgan olduğunu biliyoruz.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks31rq4Fo1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Iustinianos’un bir tür rönesansı temsil ettiğini söylemiştim. İtalya seferinin kısmi başarısından sonra, Ravenna kentinde de bir Bizans kilisesi inşa edilmişti: Bugün de orada olan San Vitale Kilisesi’dir bu. 547’de tamamlanan kilisenin planı Küçük Ayasofya’nın palanının eşidir.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks32eBCq31qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Ama daha ilginç olanı, Büyük Karl’ın (Charlemagne) 790-805 arasında yaptırdığı Aachen Katedrali’nin de (San Vitale modeline göre yapıldığı için) aynı plana sahip olmasıdır. Karl bu kenti, kurduğu Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun başkenti oarak ihya ediyordu. Kilisede böyle bir başkente yaraşır, debdebeli bir katedral oldu.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks330N2QS1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Böylece, bir yanda Aachen katedrali, bir yanda Edirne’deki Selimiye Camii, iki tamamen farklı medeniyetin birbirine (görünüşte) hiç benzemeyen bu iki anıtı, aslında İstanbul’daki mütevazi Sergios ve Bakhos’tan türemedir.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks33ocYTy1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Caminin bir köşesinde, eski çağda yangın söndürmekte kullanılan, ‘’tulumba’’ dediğimiz aletin bir örneği vardı, şimdi buradan alınıp İtfaiye Müzesi’ne götürülmüş. Yangın çıkınca tulumbacılar bu sandığı sırıklarla sırtlarına alır, yalınayak koşarak yangın yerine gelir ve aletin iki ucundaki kollara basarak hortumla su sıkarlardı. İşin tuhafı bu ilkel itfaiye aracını, Müslüman olarak Davud Gerçek adını alan bir Fransız keşfetmişti.</span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lks35wy7Q71qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal"><span>Küçük Ayasofya’nın önündeki medrese avlusu, 16. yüzyıl başında kiliseyi camiye çeviren Kapı Ağası Hüseyin Ağa’nındır (medrese boşaltıldı ve burada kahveler dükkanlar açıldı).</span></div><div class="MsoNormal"><span> </span><em><span>Kaynakça: İstanbul Gezi Rehberi – Murat Belge (Sayfa no 46-48)</span></em></div><em><span>Resimler: archnet.org (alıntı)</span></em>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-90806821577172348632011-05-21T01:34:00.000-07:002011-05-21T01:34:00.520-07:00MARDİN<blockquote> <div class="MsoNormal">Mardin, kuzey Mezopotamya’da yer alan bir ilimizdir. Adı “Merdin” olup “kaleler” anlamına gelir.<span> </span>Gerçekten de şehir dağ üzerine kale gibi kurulmuştur. Timur, iki defa saldırmasına karşılık bu şehri alamamıştır.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0bc0gkT1qgzz3n.jpg" /></div><div class="MsoNormal">Mardin Hurri ve Mitanni’lerin kontrolünde olan Hanigalbat bölgesi içinde kalmıştır. Hurriler,<span> </span>Anadolu’ya ilk atı getiren topluluk olarak bilinir.</div><div class="MsoNormal">Daha sonraki yıllarda Asurlular genişleyerek bu toprakları ele geçirir. Asurlular daha çok Anadolu’da oluşturdukları Asur Ticaret kolonileri ile ünlüdür. Asurlular gerileme döneminde başkent Ninova’yı kaybettikten sonra iki yıl Harran’ı başkent olarak kullanmışlardır. Bu dönemde Mardin, Asurluların yönetiminde kalmıştır.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0en1EsC1qgzz3n.jpg" /></div><span>MÖ 500 yıllarında ise bu bölge ve Anadolu’nun büyük bir kısmı Persler’in kontrolünde yaşamıştır. MÖ 334 yılında Büyük İskender Makedonya’dan Anadolu’ya girerek Pers imparatoru III. Darius ile iki defa savaşmış ve Pers imparatorluğuna son vermiştir<span>. </span></span><br />
<span><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0gsZKIJ1qgzz3n.jpg" /></span></span><br />
<div class="MsoNormal">Bu bölge Hristiyanlık tarihi bakımından da önemlidir. Bu bölgede yaşayan Süryaniler, Hristiyanlığı kabul ettikten sonra kilise ve manastırlar yaptırmışlardır. Bu kilise ve manastırların birçoğu günümüzde ayaktadır. Dünyadaki Süryaniler 600 yıl (1293-1932) Mardin’deki Deyrül Zaferan manastırından yönetilmiştir. Roma İmparatorluğu Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul ettikten sonra bu bölgede kiliseler yaptırmış veya yapımına katkıda bulunmuştur.</div><div class="MsoNormal">MÖ 131 yılında Şanlıurfa’da Abgar (Ostrohone) devleti kurulmuştur. Mardin, bu devletin etkisinde kalmıştır. Tarihte Hristiyanlığı ilk kabul eden kral, bu devletin kralı Abgar olarak kabul edilir. Milattan sonra, zamanın iki büyük gücü olan Roma imparatorluğu ile Pers’ler arasında bu bölge paylaşılamamış, zaman zaman bu iki ülke arasında el değiştirmiştir. Roma İmparatorluğu, Pers saldırılarına karşı çeşitli yerlerde garnizonlar ve kaleler kurmuşlardır. Bugün kalıntıları görülen <strong>Dara</strong>, milattan sonra Romalılar tarafından kurulmuştur. <span>Dara, Romalıların, Pers (Sasani)<span> </span>saldırılarına karşı koymak amacıyla kurduğu birkaç garnizondan birisidir. </span></div><div class="MsoNormal"><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0151IXF1qgzz3n.jpg" /></span></div><div class="MsoNormal">Roma imparatoru Anastasius Dara kentini imar etmek için içinde mühendislerin de bulunduğu bir ordu göndermiştir. Bu ordu, bir an önce geriye dönme arzusuyla çok hızlı bir şekilde çalışarak hesaplanan süreden daha kısa bir zaman içinde imar işini bitirmiştir.<span> </span><span> </span></div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj03xwGmb1qgzz3n.jpg" /></div><div class="MsoNormal">Bu arada Mardin sınırları içinde bulunan <span>Deyr-Zaferan manastırını da bu ordu yapmıştır</span>. Aslında manastırı daha önceden var olan bir tapınak üzerine kurmuşlardır. Bugün, manastırın mahzeninde bu güneş tapınağı ziyaret edilebilmektedir.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj02r0C6o1qgzz3n.jpg" /></div><div class="MsoNormal"><strong>Dara harabeleri,</strong> Mardin- Nusaybin yolu üzerinde bulunmaktadır. Mardin’den 25 km doğuda, yolun sol tarafında <strong>Oğuz köyü</strong>‘ndedir. Mardin-Nusaybin yolundan 9 kilometre <strong><em>kuzeydedir. Nusaybin’e 25 km uzaklıktadır<span>. </span><span>1986 yılında Sit alanı ilan edilmiş olup, 1988</span></em></strong><span> yılından beri kazı yapılmaktadır.</span></div><div class="MsoNormal">Burası, ipek yolu üzerinde bulunduğu için, henüz somut bir kanıt bulunmasa da <span> </span>çok eski dönemlerde de yerleşim yeri olması ihtimali olabilir.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj05bHDXd1qgzz3n.jpg" /></div><span><em>Oğuz köyü-Dara’dan okul bitiminde evine giderken bir kız çocuğu</em></span> <div class="MsoNormal">Antik kent, yaklaşık dört kilometre uzunluğunda bir sur ile çevrilmiştir. Bugün kalıntıları görülmekte olan sur, eski çağlarda şehirlerin korunması amacıyla sık sık başvurulan bir yöntemdir. Eski Sümer şehir devletlerinin etrafı hendekler ile çevrilerek korunmuştur. Daha sonraki çağlarda şehirler surlar ile korunmuştur. Bugün birçok antik kentin etrafını çeviren surların kalıntılarına rastlamak mümkündür.<strong> </strong>Prof. Dr. Metin Ahunbay, surların üzerindeki burçların yerini belirlemiş ve 1/1000 ölçekli plan üzerinde göstermiştir Bu burçlardan ancak çok azı ayakta denebilecek durumda olup çoğu fazlaca tahribat görmüş ve toprak altında bulunmaktadır.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0hzUQlf1qgzz3n.jpg" /></div><em><strong>Naneli Ayran;</strong> yüzümün burşması sadece serinliğinden, lezzeti yerindeydi. Kucağımda Arşil ile…</em> <div class="MsoNormal">Dara antik kentinde bir de iç kale vardır. Şehrin kuzeyinde bulunur. İç kale yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuştur. Antik kentlerde iç kale, savunma amacıyla genel olarak yükseklere kurulmaktadır.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj0jaUift1qgzz3n.jpg" /></div><em>Oğuz köyü-Dara’dan teneffüs zamanında oynayan bir çocuk</em> <div class="MsoNormal">Dara antik kenti<span> </span><span>mimari yapısıyla</span> Roma şehirleri<span> </span>özelliği göstermektedir. Roma kentlerinde genel olarak kamu binaları, çarşı, tiyatro, hamam gibi yapılara sahiptir. Romalılar, su bulunmayan şehirlere başka yerlerden su getirmek için kanallar, tüneller, su kemerleri yapmışlardır. Dara kentine de su sağlamak amacıyla sarnıç yapmışlardır. <strong>Sarnıç</strong>, uzunlamasına bölümler halinde kurulmuştur. Bu bölümlerin kalıntıları görülebilmektedir.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj089IZcX1qgzz3n.jpg" /></div><div class="MsoNormal">Sarnıç bölümlerinin tavanı kemer şeklinde örülmüştür. Dağdan gelen sular burada biriktirilip yazın kullanılmaktadır. Anadolu, Avrupa’ya göre genel olarak özellikle yaz mevsiminde kuraklık çekmektedir. Anadolu’nun birçok yerinde değişik yapı ve boyutlarda sarnıçlar görülmektedir. Burada görülen sarnıç, kompartımanlara ayrılmış şekilde, beşik tonoz olarak tanımlanan tavan ile kapatılmıştır.</div><div class="MsoNormal"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj09rq2iK1qgzz3n.jpg" /></div><div class="MsoNormal">Uzunluğu yaklaşık 100 metre kadar sarnıç bölmelerinin eni yaklaşık 2 metredir.<span> </span>Sarnıç duvarları moloz taştan, kemerleri de taş ve tuğladan yapılmıştır.</div></blockquote><blockquote> <span>Bu gün yerleşim yeri olan köy içinde bir yeraltı yapısı daha vardır. Bu yapıya köylüler zindan olarak tanıtmaktadır. Ancak oldukça derin olan bu mahzenin su toplamak amacıyla </span> <span>kullanılmış olması daha gerçekçi görünmektedir. Yapı, İstanbul’daki “Yerebatan Sarayı”nı andırmaktadır. </span></blockquote><blockquote><span>—————————————————————————————————</span></blockquote><blockquote><span>27 nisan 2011’de Mardin Havaalanına iniş yaptık; <em>Ertuğrul Karslıoğlu</em> hocamızın danışmanlığında, <em>Veysel Cihan Hızar</em>‘ın yönetmenliğini yaptığı ”<strong>Dara’nın Küçük Bilgeleri</strong>” isimli belgesel filmin Mardin gösterimi için.</span></blockquote><blockquote><span>Mardin Valilik binası (</span><span>genel olarak Mardin ili ve çevresi) </span><span>bedensel engelli vatandaşların kullanımına hiç uygun yapılmamış; arkadaşlarımın ve Mardinlilerin yardımıyla bunları halletmeye çalıştık ama bu şehrin tez zamanda bu konuya ciddi bir yatırım yapması gerekmekte. </span></blockquote><blockquote><span>ve Mardin’li çocuklar; beni hep ağlattılar, onlar konuştu, onlar anlattı ben aksi taraflara bakıp ağladım, kimi zaman ellerimize tutuşturdukları-kafamıza taç yapıp verdikleri çiçeklerle, kimi zaman ise anlattıkları hikayeler ve gülen gözleriyle; henüz ilkokula başlamamış türkçe bilmiyordu, ilkokul çağındakiler ise yanımıza gelip şarkılar söylüyorlar, bizlere tarihi anlatıyorlardı; yaşadıkları bölgeyi çok iyi biliyorlardı ve bir tarihçi edasıyla anlatıyorlardı…</span></blockquote><blockquote><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj1f0qsNc1qgzz3n.jpg" /></span></blockquote><blockquote>Mekiye kızkardeşi ile birlikte <em>Dara’nın küçük bilgeleri</em> filminin oluşumundaki Dara’lı çocuklardan biri…</blockquote><blockquote><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj1jpDkQl1qgzz3n.jpg" /></blockquote><blockquote><span>Sümeyye ise bir başka güzel çocuk; üstelik İngilizce şarkı bile öğretmiş ilkokul öğretmeni, öğrendiği kadarıyla bize söyledi ve öğretmenini de çok sevdiğinden bahsetti.</span></blockquote><blockquote><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj1umZWYK1qgzz3n.jpg" /></span></blockquote><blockquote><span><em>Eski Mardin Valilik binası</em></span></blockquote><blockquote><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj1wa9Qd51qgzz3n.jpg" /></em></span></blockquote><blockquote><span><em>Sabancı Kültür Markezi’ne ”Dara’nın Küçük Bilgeleri” filminin gösterimi için Dara köyü muhtarı tarafından getirilen çocuklar</em></span></blockquote><blockquote><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj20fka9p1qgzz3n.jpg" /></em></span></blockquote><blockquote><span><em>Mardin merkezde Antik Sur Restaurant’ta siperiş verdiğim ”Mardin tabağı”…(tesettürlü pide, etli ekmek, içli köfte, bademli pilav, kavurma)</em></span></blockquote><blockquote><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj23ahQ4K1qgzz3n.jpg" /></em></span></blockquote><blockquote><span><em>Erdoba konağı-evleri</em></span></blockquote><blockquote><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj252BnKU1qgzz3n.jpg" /></em></span></blockquote><blockquote><span><em>Midyat Konukevi - Sıla dizisi çekim - Midyat/MARDİN</em></span></blockquote><blockquote><span><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj26x3ZbF1qgzz3n.jpg" /></em></span><em>Midyat/MARDİN</em></blockquote><blockquote><em><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj28nOy3Y1qgzz3n.jpg" /></em></blockquote><br />
<blockquote><span>Erdoba’da <em>menengiç kahvesi</em> (yabani fıstık) içerken; kahveyi genelde sütlü ve şeker katarak ikram ediyorlar ancak su ile de yapılabilir, ben sütlüsünü içemedim, sade ve şekersiz olarak bir daha denedim ve beğendim; gelirken de bir kavanoz almayı ihmal etmedim (küçük kavanoz fiyatı 6tl).</span></blockquote><blockquote><span><em>Badem şekeri</em>, <em>bıttım sabunu</em> ve <em>arap kızı kremi</em> de almayı unutmadıklarımdan.</span></blockquote><blockquote><span><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj2fvebs41qgzz3n.jpg" /></span></blockquote><blockquote><strong>Şehidiye Camii; </strong><span data-jsid="text">Birinci caddenin güneyinde PTT binasının önündedir. Bu camii 1214 yılında Melik Mansur Nasreddin Aslan tarafından medrese olarak inşa ettirilmiştir. Medrese güney kısmanda bir Camii, kuzeyde bir eyvan ve çeşme, doğuda eğitim için odalar (kur<span class="text_exposed_hide">…</span><span class="text_exposed_show">an, astroloji, fen…) ve kuzeyde revak ve odalardan oluşan bu yapının hepsi bir avlu etrafında çevrelenmiştir. 2004’te restore edilmeye başlamış 2006’da bitmiştir. Minare 1916 Ermeni ve Hıristiyan mimar Lole tarafında inşa edilmiştir. Minarenin çeşitli sitili değişik tarzların harmanlanarak kullanıldığı göstermektedir. Minareye <em>helixsel</em> bir görünüm veren çift merdivenli ile çıkılmaktadır.</span></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><span class="text_exposed_show"><img src="http://media.tumblr.com/tumblr_lkj2l0dhN21qgzz3n.jpg" /></span></span></blockquote><blockquote><strong>Kasım Tuğmaner Camii</strong>; <span data-jsid="text">Cumhuriyet meydanının biraz ilerisinde ana caddede bulunan Kasım Tuğmaner Camii 1960 yılında tamamlanmıştır. Köşelerinde 2 yıldız yerleştirilmiş ve taş kapısı salkım ve sarmaşık desenleriyle süslenmiştir. Minare helezan motiflerle süslenmiş ve Artuklu kubbeleri gibi bölünmüştür.Mardin’in ünlü yönetici Masonu “Abdulcelil Kava” tarafından dizayn edilmiştir. Bu camii eski bir kilisenin temeli üzerine kurulmuştur.</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text">————————————————————————————————</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text">Mardin İstanbul’a dönerken dönmek istemediğim şehirlerden biri oldu; onca mimari zorluğuna, yer-gök merdiven zahmetine rağmen.</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text">Halkı tarafından çok güzel ağırlandık; arkadaşlarıma ve orada kalanlara herşey için teşekkür ediyorum, yeniden gidebilmek dileğiyle…</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><strong>Teşekkürler</strong>;</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Mardin Valiliği</em> <a href="http://www.mardin.gov.tr/" target="_blank">www.mardin.gov.tr</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Mardin Öğretmen Evi</em></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Akadlar Pansiyon</em> <a href="http://www.akadlar.com/" target="_blank">www.akadlar.com</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Asuri Şaraplar</em>ı <a href="http://www.asuri.tk/" target="_blank">www.asuri.tk</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Erdoba Evleri</em> <a href="http://www.erdoba.com.tr/" target="_blank">www.erdoba.com.tr</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Gap kuyumculuk</em> <a href="http://www.gapkuyumculuk.com/" target="_blank">www.gapkuyumculuk.com</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><em>Söğütlü kuyumculuk</em> <a href="http://www.sogutlukuyumculuk.com/" target="_blank">www.sogutlukuyumculuk.com</a></span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><br />
</span></blockquote><blockquote><span data-jsid="text"><br />
</span></blockquote>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-40322040289040457962011-04-23T06:28:00.000-07:002011-04-23T06:29:41.852-07:00Happy Easter<i>frohe ostern - buona pasqua - happy easter - kutlu paskalya…</i><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnLBLtUJKpA81uDfseZb7vmubQzpspML8eFSZsEpUkT7mgxowr0dGVUjVJYbsKq7wFK7VlvYtjyOzdojE1ndbhqo_G-P_ipCW1ihpYBwBTn3n_EH5_IHOgWbioc5sYxd6p9F0zsz1bKWw/s1600/paskalya111.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="265" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnLBLtUJKpA81uDfseZb7vmubQzpspML8eFSZsEpUkT7mgxowr0dGVUjVJYbsKq7wFK7VlvYtjyOzdojE1ndbhqo_G-P_ipCW1ihpYBwBTn3n_EH5_IHOgWbioc5sYxd6p9F0zsz1bKWw/s320/paskalya111.jpg" width="320" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-86413738384614836602011-04-12T09:12:00.000-07:002011-04-12T09:12:23.441-07:00Favizm - Bakla Zehirlenmesi6 nisan akşamı başıma gelen olay; gece bir tabak bol dereotu ile yapılmış, yanında yoğurt ile o çok sevdiğim diyemeyeceğim ancak çocukluktan beri yediğim bakla, o zararsız ziyansız sebze görünümlü şey, bir cinayet aletine dönüşüyordu.<br />
<br />
Baklayı yedikten bir saat sonr avuç içlerimde <em>şiddetli kaşıntılar</em> ve <em>bayılma hissi</em>, ardından tüm vücuduma yayılan kaşıntı, kızarıklıklar ve acı hissi; gözle görülür biçimde cildimde oluşan <em>kabarıklar</em>, kadınların doğum sonrası karnında oluşan çatlaklara benzer dokular kollarımda ve bacaklarımda oluşmaya başladı, tabi tüm bunları gözlemlemek kolay olmuyor acaba <em>halüsinasyon</em> mu yaşıyorum endişesi tam bir korku filminin içinde gibiydim; 112’yi aradığımda dakikalarca telefonu açmadılar. Tüm bunlar yaklaşık 6 saat sürdü…<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3Etl-d8N76j83DUOcvmpYVI5XYIQBZdwjcSIy_Xj5pP4ce_UewkN4WuNmujZdpyTMa_0VYo4kf2kTwE9nY3Z-TXRh6BwQleef6fPcV_s4ppz3_mwC2sQMzs50cDVQ8Hp80z2SyiXkIfg/s1600/tumblr_ljcezaRhRM1qgzz3n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3Etl-d8N76j83DUOcvmpYVI5XYIQBZdwjcSIy_Xj5pP4ce_UewkN4WuNmujZdpyTMa_0VYo4kf2kTwE9nY3Z-TXRh6BwQleef6fPcV_s4ppz3_mwC2sQMzs50cDVQ8Hp80z2SyiXkIfg/s320/tumblr_ljcezaRhRM1qgzz3n.jpg" width="320" /></a></div><br />
Meğersem literatürde kulağa çok da sexy gelen bir ismi varmış ‘<strong>FAVIZM</strong>‘ bir alıntı yaparak açıklayacağım…<br />
”Bakla yenmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalık. Vücudun kalıtsal olarak baklaya karşı dayanıksızlığının sonucudur. Belirtisi alyuvarların parçalanması nedeniyle oluşan kansızlıktır. Çiğ veya iyi pişmemiş baklalar hastalığa yol açar; iyice piştiğinde bitkinin içindeki zehir etkisiz hale gelir. Bakla çiçek tozlarını koklamak da hastalığa yol açabilir. Çocuk emziren kadınlarda zehir anne sütüne karışarak çocuğa geçebilir.<br />
Favizm hastalığı çok eskiden beri bilinmektedir. M.Ö 5. yüzyılda yaşayan <em>Pitagoras</em> da favizm hastalığına tutulduğundan öğrencilerine bakla yemeyi yasaklamıştı. Bu hastalık <em>Eski Mısır</em>’da da biliniyordu ve bakla <strong>soylu sınıfların yememesi gereken</strong> bir besin maddesi kabul ediliyordu. Bugün favizm hastalığı dünyanın birçok bölgesinde ortadan kalkmış olmakla birlikte, Akdeniz bölgesinde özellikle İran, güney İtalya ve Sardunya’da oldukça yaygındır. İran’da zaman zaman bakla toplama mevsimine rastlayan salgınlar görülür.<br />
Hastalığın ilk belirtileri genellikle bakla yendikten birkaç saat sonra ortaya çıkar. Hasta baş ağrısı, halsizlik ve kırgınlıktan şikayet eder ve çoğunlukla yüksek ateş görülür. Kansızlık ilk günlerde belirgin değildir. Yalnız sidikte kırmızı renk maddesi hemoglobin görülür. Hafif bir sarılık oluşur. Parçalanma bütün kan hücrelerinde değil, eskiyenlerde görülür. Hastalık bir ay içinde geçer. Bununla birlikte çok ağır hastalananlara, hatta özellikle çocuklar arasında, ölenlere de rastlanır. Hastalığa karşı kalıtsal yatkınlık hayat boyunca var olduğu halde hastalık en çok çocukluk devresindş kendini gösterir. <em>Erkekler favizme karşı kadınlardan daha zayıftır</em>.<br />
Favizmi yaratan neden kırmızı kan hücrelerimle glikoz 6 fosfat dehidrojenaz diye bilinen bir enzimin eksikliğidir. Bu madde karbonhidrat metabolizmasında etkindir. Favizm hakkında çok şey bilinmekle birlikte baklada hastalığa yol açan zehirin ne olduğu henüz saptanamamıştır. Bu amaçla hayvanlar üzerinde yapılan deneyler başarısız olmuştur. Dolaylı yoldan elde edilen kanıtlar, bu zehirin visin diye bilinen bir nükleosit yani şekerle organik bir bazdan oluşan bir madde olduğunu göstermiştir”.<br />
<strong>Şimdi anlamadığım benim gibi bir soylu nasıl olur da evinde Bakla pişirtir</strong> :)<br />
Peki, <strong>belirtiler</strong> neler… Kırmızı kan hücrelerinin korunmasını sağlayan bu enzim<br />
eksikliğinin bakla, ilaç veya enfeksiyonla tetiklenmesiyle hastanın kan değerleri aniden düsüyor. Sıcaklık, karın ağrısı, idrarın koyulasması (kan iseme) ve sararma en belirgin isaretler. Tedavi ise kan takviyesi, kan yapıcı haplar ve yiyeceklerle kan değerlerini yükseltmek. Çünkü bu hastalığın ortaya çıkmasıyla bir erkekte 14, kadında ise ortalama 13 olan normal kan değerleri çok hızlı bir sekilde yarı yarıya düsebiliyor.<br />
G6PD enziminin eksikliği veya yetersizliği, insana genetik yollarla anne-babadan<br />
geçiyor. Anne-babada baskın bir gen olabilir, yani yasam boyunca ortaya çıkmayabilir ama çocukta baskın olabilir ve hastalık ortaya çıkabilir. Hatta uzmanlar, aile bireylerinden birinde görülmesi halinde tüm fertlerde bu enzimle ilgili tarama yapmada fayda olduğuna vurgu yapıyorlar.Bu hastalıkla ilgili bir diğer ilginç veri ise, erkeklerde daha yaygın olarak görülmesi… Bunun nedeni de enzimin (X) kromozomuyla tasınması. (XY) kromozomları tasıyan erkek bu enzim eksikliğine karsı savunmasız kalıyor. Oysa (XX) kromozomlarını tasıyan kadının bu enzimi tasıma sansı artıyor.<br />
<em>Enzim eksikliğini tedavi etmenin henüz tıp literatüründe imkan dahilinde değildir</em>.<br />
“Tedavi edemezsiniz, ama bu eksikliği biliyorsanız gerekli önlemleri alır ve sorun<br />
yasamazsınız. Bakla zehirlenmesi gibi bir sorun yasamadan bilmekte büyük yarar var. Bilince yemezsiniz, ilgili ilaçları içmezsiniz ve sorun yasamazsınız. Yani enzim eksikliği olan insanların tetikleyicilerden mümkün olduğunca uzak durması gerekir. (Diyetisyen Songül Gönen Saka)www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-12388219598525708822011-04-08T11:18:00.000-07:002011-04-08T11:18:45.764-07:00Uluslararası Engelsiz Film FestivaliUluslararası Engelsiz Film Festivali; engellilik, iş göremezlik konularında <b>kısa ve uzun metrajlı</b> filmlerle farkındalık yaratmak ve toplumda bu bilincin güçlenerek yayılmasını sağlamak amacıyla ülkemizde ilk defa <i>21-27 Mayıs 2011</i> tarihlerinde <b>Mind the AD</b> firması tarafından gerçekleştirilecektir. Festivalin amacı söz konusu engelli insanların temel haklarını anlatmaktır. Toplumda oluşmuş tabuları, önyargıları, kalıplaşmış düşünceleri gösterimi yapılacak kısa ve uzun metrajlı filmlerle yıkmayı amaçlamaktadır.<br />
Bir hafta boyunca diğer ülkelerin de katılımıyla sürecek olan festival; <i>ulusal kısa film yarışmaları, yarışma dışı gösterimler, uluslararası gösterimler, açık oturumlar, söyleşiler, sergiler ve çeşitli kültür-sanat etkinliklerinden</i> oluşacaktır. (alıntı)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwZtxl9wl8rrBv5jTlkegNn7HEVododMuflK2cFeUll9_XeWzvnlUUYpo39O9rpNKJraDoTBGNQJWP9bMWM8Q' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>Benim de <b>ön eleme jürisinde</b> olacağım festivalde; festivali düzenleyen isimlerin sanırım en fazla zorlanacağı konu Mimari yetersizlikler olan güzel şehrimde, engellilerin kolayca gelebileceği festival mekanları bulabilmek.<br />
<br />
http://engelsizfilm.com/en/www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-41349787071049056162011-04-06T07:18:00.000-07:002011-04-06T07:20:00.687-07:00Saadet Sevinç Aktansel Çetinok'a Destek Oyunu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrrT9gL4_JpmCPnXDEWqE7Hisl0FFlTnq3QDkC0gUmGpufBmCVdFuh4bFCcqN4Muk3LalEtMZHlJHpdG5DyYbE51SJt7HvT8fDfmEO6-DUVmGvyzkKqVDv_dsQKX7cpNDkbCN5_gkeaNU/s1600/209675_10150221041813319_667158318_8497869_7767361_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="226" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrrT9gL4_JpmCPnXDEWqE7Hisl0FFlTnq3QDkC0gUmGpufBmCVdFuh4bFCcqN4Muk3LalEtMZHlJHpdG5DyYbE51SJt7HvT8fDfmEO6-DUVmGvyzkKqVDv_dsQKX7cpNDkbCN5_gkeaNU/s320/209675_10150221041813319_667158318_8497869_7767361_o.jpg" width="320" /></a></div>ALS Hastası, Emekli Devlet Tiyatrosu sanatçısı ve oyuncu Sevinç Aktansel Çetinok'un bakım ve tedavi masrafları için gerçekleşecek bir bağış oyunu. ALS kaslarda ciddi fonksiyon kaybına neden olan bir Motor Nöron hastalığıdır. <b>Nedim Saban</b>'ın desteğiyle 24 Nisan'da Tiyatro Kare "Büyük İkramiye" oyunu sahnelenecektir. Bize destek olmanız beni ve ailemi çok memnun edecektir.<br />
<br />
Saadet Sevinç Aktansel Çetinok, 1937 yılında İstanbul'da doğdu. 1962 yılında <b>Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü</b>'nden mezun oldu. 15 yıl Ankara Devlet Tiyatrosu'nda, 13 yıl Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatro'sunda, 12 yıl İstanbul Devlet Tiyatro'sunda oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı. 70 e yakın oyunda oyunculuk, 20'den fazla oyun yönetti. Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatro'sunda gençlere yönelik kurslarda birçok oyuncu ile çalıştı. (Ahmet Uğurlu, Erkan Can, Ali Sürmeli, Zafer Algöz).<b> Mimar Sinan Üniversitesi</b>, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Trakya Üniversitesi'nde diksiyon, konuşma, tiyatro ve ikna dersleri verdi. Her zaman bir sanatçı ve öğretim üyesi olarak yaşam ve meslek deneyimiyle sanat dünyasına yeni ufuklar kazandırmak istedi. 1996 yılından itibaren İlişkiler, <i><u>Şehnaz Tango, Asmalı Konak, Tatlı Hayat, Büyük Yalan, Evdeki Hesap, Şarkılar Seni Söyler, Kadın Severse</u></i> gibi birçok dizide ve en son olarak da Bez Bebek dizisinde Makbuş rolüyle televizyon izleyici ile buluştu. Ve geçen sene yine Devlet Tiyatro'sunda King Kong'un Kızları oyununda yer aldı. Yaklaşık üç yıldır <b>ALS</b> hastalığıyla savaşmakta olan durumu ciddiyetini koruyan Sevinç Aktansel'in oğlu olarak ben Cem Çetinok sizi bu güzel amaç için bu oyuna davet ediyorum. Sevgilerimle ''<b>Cem Çetinok</b>''<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMaB1lkIhSads-FQPKCN3uTNFk5JdaRlRxRl4F8Q1oNYMYmthEVNEwBJW1IVlGVtMwDKz3MURDzob22C3VN1P-tG1bqIZF6PZMNLJPV9c5XQY7XakAler8H_wqDsLnpSeWjr2yJ22hQ08/s1600/196327_10150213780508319_667158318_8444226_7288782_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMaB1lkIhSads-FQPKCN3uTNFk5JdaRlRxRl4F8Q1oNYMYmthEVNEwBJW1IVlGVtMwDKz3MURDzob22C3VN1P-tG1bqIZF6PZMNLJPV9c5XQY7XakAler8H_wqDsLnpSeWjr2yJ22hQ08/s320/196327_10150213780508319_667158318_8444226_7288782_n.jpg" width="223" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-44267298389031959032011-04-03T08:37:00.000-07:002011-04-03T08:53:35.314-07:00Paris - Musee D'orsay2006 yılında Paris’e gitmiştim; keşke o zamanlar blog kullanmaya başlasaymışım, o muhteşem Paris seyahatimi çok daha güzel anlatabilirdim…<br />
Paris’te yapmaktan en keyif aldığım şey Müzeleri gezmekti, bunun için iki gün yetmedi ve pek tabiki Paris’i bana gezdiren, anlatan değerli arkadaşım,o olmasa Paris’in güzel yerlerini, zamanlarını bilemezdim.<br />
İngiltere’de olduğum bir dönemde Paris’e (büyük bir gerzeklik örneği ile) 10 saatlik otobüs yolculuğuyla vardım, neyse ki arkadaşım İngiltere’ye geri dönüşümde beni EuroStar ile 2,5 saatlik bir tren yolculuğu ile uğurladı.<br />
Uzun uzun başka bir zaman bu seyahati tekrar yazabilirim, ancak bugün yüksek lisans ile ilgili bir dersin araştırmasını yaparken <b><i>Gustave Courbet</i></b> ile ilgili bir yazı okurken; Paris’te Musee D’orsay’da gördüğüm ”<i><b>L’Origine du Monde</b></i>” isimli Courbet tablosu ile ilgili bir kaç (alıntı) bilgi vereceğim…<br />
<br />
<i>Alıntı</i>: <b>Sanatın Öyküsü</b> - E.Gombrich, sf 511<br />
Gustave Courbet (1819-1877) Paris’te, 1855 yılında, bir barakada açtığı kişisel sergisine Le Realisme (Gerçekçilik) adını verdi. Courbet’nin ”realizm”i, sanatta bir devrimin başlangıcı olacaktı. Doğadan başka kimsenin öğrencisi olmak istemiyordu Courbet.<br />
1854’te yazdığı bir mektupta şunları söylüyor ”<i>İlkelerimden kıl payı olsun sapmadan, vicdanıma bir an olsun yalan söylemeden, birsinin hoşuna gitmek veya kolay satabilmek için bir karış tuval olsun boyamadan, yalnızca kendi sanatımla yaşamımım kazanacağımı umut ediyorum</i>”<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgU3xO6bl_xeocTjWyfIRPFoU1p64KDWHqDuTQnquxpN1CRRu5_LKGb1dX6fHq2cgXny4oFUkilKEPkTm9jUQWn6rvzYul-GFk9lip2ABrdiKGRfG62_CP_ud39BUwksPsLJqmqgLjzeE/s1600/Omur+081.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgU3xO6bl_xeocTjWyfIRPFoU1p64KDWHqDuTQnquxpN1CRRu5_LKGb1dX6fHq2cgXny4oFUkilKEPkTm9jUQWn6rvzYul-GFk9lip2ABrdiKGRfG62_CP_ud39BUwksPsLJqmqgLjzeE/s320/Omur+081.jpg" width="240" /></a></div><br />
<b>Orsay Müzesi</b>, eski tren garı <b>Gare d’Orsay</b>‘ın içindedir. 1848-1914 yılları arasına ait sanat eserlerine ev sahipliği yapan müzedeki eserlerin çoğu 1986 yılında açılmasından önce <i><b>Galerie nationale du Jeu de Paume</b></i>‘de tutulmuş olan eserlerdir.<br />
Aslında tren garı olan müze binası o dönemde Lucien Magne, Emile Benard ve Victor Laloux isimli mimarlar tarafından 1900 yılında tamamlanmış. 1939’a <b> </b> kadar Fransa’nın güneybatısına giden tren yolları buradan geçmiştir. Bu tarihten sonra ise istasyonların uzun trenler için uygun olmaması nedeniyle ana ulaşıma kapatılmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında haberleşme merkezi olarak kullanılan Gare d’Orsay’ın oteli ise 1 Ocak 1973’te<b></b> kapatılmıştır.<br />
1977’de Fransız Hükümeti garın müzeye çevrilmesi kararını almıştır. Yapılan yenileme çalışmalarının ardından Orsay Müzesi 1 Aralık 1986’da <b></b>Başkan <b>François Mitterrand</b> tarafından açılmıştır. Renaud Bardon, Pierre Colboc ve Jean-Paul Philippon müzenin yapımı için çalışan mimarlardır. Müzenin yöneticiliğini ilk olarak Françoise Cachin onun ardından Henri Loyrette ve son olarak 2001 <b></b>yılından itibaren Serge Lemoine dır.<br />
Paris’in Lille caddesinde bulunan Orsay Müzesi her yıl iki milyondan fazla insan tarafından ziyaret edilmektedir. (alıntı)<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI1PhszYYGTPTtvH09aijxyyCcyI1g7Yu_V_oSUlZ2AetSno8bk0XwCpqVsYpygOAqxiak3Wr_3fuZvuuEheOKaT-kzDzjhv28NV5jeuB21IRX_LzUuNqBJE2QQQeJnszY_PmWM4OHMEQ/s1600/Omur+075.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhI1PhszYYGTPTtvH09aijxyyCcyI1g7Yu_V_oSUlZ2AetSno8bk0XwCpqVsYpygOAqxiak3Wr_3fuZvuuEheOKaT-kzDzjhv28NV5jeuB21IRX_LzUuNqBJE2QQQeJnszY_PmWM4OHMEQ/s320/Omur+075.jpg" width="320" /></a></div><br />
<i>Alıntı:</i><i> </i><i>Raikal Gazetesi - </i><b><i>L’origine du monde </i></b><i> </i>isimli tablo<b>.</b><br />
<b><br />
</b><br />
Gustave Courbet’nin yapıldığı dönemden bu yana skandallara neden olan ünlü yapıtı ‘Dünyanın Kökeni’, yıllar sonra ilk kez sergileniyor. En son 1988’de sergilenen resim, 1853’te yapılmış, ama 120 yıl boyunca kamuoyundan gizlenmiş, asla sergilenmemişti. Tablonun bir başka ilginç özelliği ise, o dönem Osmanlı’nın Paris büyükelçisi olan, Courbet’yle iyi bir dostluk kuran ve döneminin önemli sanat koleksiyoncuları arasında sayılan <i><b>Halil Şerif Paşa</b></i>’nın siparişi üzerine yapılmış olması.<br />
<br />
Dünyanın Kökeni, Paris’te açılan bir Courbet sergisinde yer alıyor. Daha sonra New York’a gidecek olan sergi, sanatçının kendi döneminde kuralları yıkan ve sonraki kuşaklar üzerinde de etkili olan tarzını ele alıyor. Serginin açıldığı ‘Grand Palais’nın küratörlerinden Laurence des Cars sanatçının tarzını “Courbet muhtemelen son klasik ressam ve ilk modernistti diye özetliyor.<br />
<br />
Sergide, 1877’de ölen sanatçının 120 yapıtı ve dönemine ait çeşitli fotoğraflarla belgeler yer alıyor. Manzaralar, portreler, nü’lerin ressamı Courbet, döneminde egemen olan yerleşik değerlere karşı çıkan, mesela kadınları ideal bir çekicilik içinde ama vücut kılları ve kırışıklıklarıyla resimleyen bir sanatçı olarak ilgi çekmişti. Tabii bu o zaman da, 20. yüzyılda da tepki çekmiş, ünlü resmi ‘Dünyanın Kökeni’ ancak 1988’de sergilenebilmişti. Yıllarca Halil Şerif Paşa’nın evinde bir perdenin arkasında duran resim, daha sonra ona sahip olan ünlü psikiyatrist<b><i> Jacques Lacan</i></b>’ın evinde de bir panonun arkasında tutulmuştu.<br />
<i>Radikal, 19.10.2007</i><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisHiNX0eNi9PWc6fwOS5tf-wEaWzwW9FJ62nLGMmnh3IdDAWepwrzzOuy6JeuFfpIiYD1vGPEIZFictsO-sqeA2gcHL9-5Ephmt-6Hf0ohRUF_P9xbpY5vr8bvfkZxNVBgI9MIPZx4VYM/s1600/Omur+088.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisHiNX0eNi9PWc6fwOS5tf-wEaWzwW9FJ62nLGMmnh3IdDAWepwrzzOuy6JeuFfpIiYD1vGPEIZFictsO-sqeA2gcHL9-5Ephmt-6Hf0ohRUF_P9xbpY5vr8bvfkZxNVBgI9MIPZx4VYM/s320/Omur+088.jpg" width="320" /></a></div><i><br />
</i><br />
<i>photos by Ömür Kınay </i>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-9515809710806600942011-02-27T08:54:00.000-08:002011-02-28T08:19:35.013-08:00İSTANBUL'DAN GÖSTERİLER (Cirque Du Soleil - Saltimbanco)Kasım 2010 zamanında Cirque Du Soleil'in Londra gösterileri ile ilgili yazımı blogumda yayınlamıştım. Şimdi ise yazma sırası İstanbul gösterilerinde.<br />
<br />
Ekim 2009'da İngilteredeyken 2010'un Ocak ayında grubun 25.yıl kutlamaları çerçevesinde Royal Albert Hall'de sahne alacaklarını öğrenip, bilet almak için sabırsızlanmıştım ve keşke Türkiye'ye de gelseler diye yeniden içimden geçirirken Şubat 2011 (neredeyse 1 yıl geçmeden) de İstanbuldalar.<br />
<br />
<b>Pozitif yapım</b>, <b>Akbank</b> ve <b>Biletix</b> sayesinde Türkiye'ye Saltimbanco gösterisi ile ilkkez geliyorlar, ev sahibi mekan ise Zeytinburnunda bulunan <b>Abdi İpekçi Arena</b> (eski adıyla Abdi İpekçi spor salonu)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNX_ssZpeAk3egV13m0a_gmdKDlCKPTC4qVBTepTAIE3k3UyQ6ANWHPLOES8qs95lx-mRAoyS6-9qW8GaePG11V9trhyphenhyphenfjozzYkt_Miss-2eUEK9uqzkWZuU-9nyk-czkvYzALpi7hvuM/s1600/G%25C3%25B6r%25C3%25BCnt%25C3%25BC000.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNX_ssZpeAk3egV13m0a_gmdKDlCKPTC4qVBTepTAIE3k3UyQ6ANWHPLOES8qs95lx-mRAoyS6-9qW8GaePG11V9trhyphenhyphenfjozzYkt_Miss-2eUEK9uqzkWZuU-9nyk-czkvYzALpi7hvuM/s320/G%25C3%25B6r%25C3%25BCnt%25C3%25BC000.jpg" width="240" /></a></div> <span style="font-size: xx-small;">Fotoğraf cep telefonu ile çekilmiştir.</span><br />
<br />
Saltimbanco gösterisi ile ilgili Biletix sayfasından alıntı bir bilgiyi aktarıyorum; ''Saltimbanco <b>Franco Dragone</b> tarafından sahneye konan Cirque Du Soleil gosterilerinden bir tanesi; Cirque du Soleil’in yaratıcısı <b>Guy Laliberte</b>, Saltimbanco gösterisi için hayatın kutlanışı sözlerini kullanıyor. Farklı sanat türlerini harmanlayarak şimdiye kadar görülmemiş orijinallikte bir gösteri sunan Saltimbanco topluluğunun sanat anlayışı 8 farklı değerden oluşuyor: <b> akrobasi</b>, <b>tiyatro</b>, <b>hayal gücü</b>, <b>dans</b>, <b>cesaret</b>, <b>hüner</b>, <b>zarafet</b> ve <b>çok kültürlülük</b>. Renkli karakterler ve hipnotize edici sahne tasarımıyla epik bir gösteriye imza atacak efsane topluluk, 51 kişilik kadrosu ve hikâyede öne çıkan teatral karakterleri, barok görselliğiyle şimdiye kadar Türkiye’de görülmemiş büyüklükte bir şova hazırlanıyor. Kimi zaman komik kimi zaman dramatik tonlara sahip bu gösteride, trapez, akrobasi, denge ve jonglörlük üzerine farklı bölümler yer alıyor. Konusu dahilinde İstanbul gibi büyük metropollerin dinamiklerinden ilham alan Saltimbanco, şehrin ruhunu yansıtan çok renkli ve uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir gösteri için İstanbul’a geliyor''.<br />
<br />
<b>Türk izleyicisi ve Cirque Du Soleil </b><br />
<br />
Gelelim izlenimlerime grubun gösterileri ile ilgili ahkam kesebilecek biri değilim ancak ''<b>Varekai</b>'' ile kıyaslamam gerekirse umduğumdan az bir memnuniyetle şovdan ayrıldığımı söyleyebilirim; kişiden kişiye yorumlar elbette farklılık gösterecektir ancak gerek <b>Türk izleyicisi</b>, gerekse mekan keyif almamı en baştan önledi, gösterinin başlamasından on dakika önce salondaki yerimi almıştım...malum Türklüğümüzü belli etmenin ilk kuralı tüm organizasyonlara geç gitmemizdir ya, gösteri başlayalı onbeş dakika oldu hala önümden gelen geçen insanlar, birbirinin yerine oturmuş izleyiciler, karmaşa hepsi bir birini kovalarken o gösterinin ilk anlarından hiç bir şey aklımda kalmadı, he bir de olmazsa olmazımız <b>patlamış mısırlar</b>, sıcak içeceklerimiz olmadan havaya giremeyiz vs. bir kere Cirque Du Soleil alışılmış sirk gösterisi değildir, bir tema üzerinden gidilir; belli bir kompozisyondadır herşey tüm bunları ve bence gösterileri baltalayan üç atıştırmalık kendini orada gösterdi, patlamış mısırlar, çerezler, kahveler...peki ne işi vardı? Bu organizasyonda buna nasıl izin verildi? <b>Royal Albert Hall</b>'de kesinlikle yiyecek ve içecek ile salona girilmesi yasaktı, gösterinin arasında 30 dakikalık mola verilmişti ve restaurant, kokteyl bölümü, kafeterya birbirinden bağımsız katlar ve alanlarda ayrılmışlardı.<br />
<br />
Bir de gösteriyi maalesef yerimde izleyemeyen zavallı ben; zavallılığım <b>Golden Circle</b>'da izlemek zorunda olduğum için, ne demek bu? 165 tl.lik biletlerin olduğu yani Elit (bana göre havalı) tabakanın (ne kabayım, Elit kesimin) bulunduğu yerdeyim, param olduğundan değil,<b> tekerlekli sandalyeli</b> olduğumdan bana en uygun yerin orası olduğu için (Biletix okusa ''yine de yaranamadık'' derler ama yok yok ben yine de çok teşekkür ediyorum gösterdikleri yardıma)...Bu Elitlerin çoğunluğu ''<i>ay alkışlasak mı ki, aman ne var canım adamlar üç beş zıplıyor işte</i>'' duygusuyla mı hareketle nedir, ne bir coşku, ne bir alkış.<br />
<br />
Palyaço olarak seyircilerden istediği birini sahneye davet edip, gösterideki güldürmeceyi sağlayan ise <b>Amo Gulinello</b>. <br />
<br />
Gösteride orjinalinde olan bazı performansların sergilenmediğini gördüm, mesela artistik bisiklet gösterisini gerçekleştiren <b>Ivan Do Duc</b>'un olmadığı dikkatimi çekti; oysaki İstanbul'un pek çok yerindeki tanıtım afişlerinde fotoğrafı vardı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLNvBU_kuRZdQSFv_SmVmHxyfuAe05wDKFK7M_qNWy3F7omS1eC1cmhGPrYJzj3E9j7eYYvLpTzg_Xs_hKLZcxyHyh_WwBiDdTZw4E-RO77rYSMmu2NiVs-xmOnEIBsroZb9caJ5G_nZM/s1600/600xPopupGallery.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiLNvBU_kuRZdQSFv_SmVmHxyfuAe05wDKFK7M_qNWy3F7omS1eC1cmhGPrYJzj3E9j7eYYvLpTzg_Xs_hKLZcxyHyh_WwBiDdTZw4E-RO77rYSMmu2NiVs-xmOnEIBsroZb9caJ5G_nZM/s320/600xPopupGallery.jpg" width="213" /></a></div><span style="font-size: xx-small;"> Fotoğraf internetten alınmıştır. (Ivan Do duc)</span><br />
<br />
Ayrıca<b> </b>gruba ait hediyelik eşya ve <b>DVD</b> satışlarının yapıldığı stantta; tek satın alınabilecek obje buzdolabı mıknatısıydı, <b>Maskeler</b> ise gösterişsiz ve çok adi bir malzemeden alelade özensizce yaptırılmış şeylerdi, İngiltere'deki stantla hiç alakası yoktu.<br />
<br />
<b>Fotoğraf çekme meraklısı bizler </b><br />
<br />
Fotoğraf makinesi ile gelinmemesi bilet aldığımız anda yazılı ve sözlü olarak bildirilmişti ama salonda flashlı çekimlerden Dış Mekan hissiyatındaydık; görevlilerin bu izleyicilerin yanına gelerek uyarı yapması da beş para etmedi, 20 dakikalık mola da Abdi İpekçi Arena'da arka arkaya uyarılar yapılmaya başlandı ''<b><i>Performans gösteren sanatçılarımızın güvenliği açısından fotoğraf çekilmemesi rica olunur</i></b>''<br />
nerdeeeeee!..<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi19aRDmyrrwCs6BcQjmMGmJ5f-yT-wJMtXEYyGr4oFNG938n0PPHL0MQofPzoW_hdRj7goKRX7WZEl1Bs7mPBViZIgFMAku9ZMUM2ICFma-saFsyOLVMz4FkvFvDsUhrHtZijUv54V338/s1600/G%25C3%25B6r%25C3%25BCnt%25C3%25BC007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi19aRDmyrrwCs6BcQjmMGmJ5f-yT-wJMtXEYyGr4oFNG938n0PPHL0MQofPzoW_hdRj7goKRX7WZEl1Bs7mPBViZIgFMAku9ZMUM2ICFma-saFsyOLVMz4FkvFvDsUhrHtZijUv54V338/s320/G%25C3%25B6r%25C3%25BCnt%25C3%25BC007.jpg" width="240" /></a></div> <span style="font-size: xx-small;"> Fotoğraf cep telefonu ile performans öncesi tarafımdan çekilmiştir.</span><br />
<br />
<b>Varekai ve Saltimbanco</b><br />
<br />
Cirque Du Soleil'in Yunan mitolojisinden, Ikarus'un hikayesinden esinlenerek gerceklestirdiği gösterinin adıdır <i>Varekai</i>; mitolojik olması sebebiyle taşıdığı öğeler sahnede uçusan kanatlar vb. olunca daha lirik bir anlatım ve buna uygun olarak kullanılan müziğin sakinliği bende Varekai'nin <b>Kusursuz</b> olduğunu düşündürüyor.<br />
<br />
<i>Saltimbanco</i> ise Metropol'de yaşayan bizlerin hayatları üzerinden çıkış temalı performansı ve müziklerinin Rock olması sebebiyle Varekai'nin bir adım gerisinde olacaktır benim için ama bu demek değildir ki bu gösteri kötüdür; bunu yukarıda bahsettiğim olumsuzluklar, mekanın şartlarının uygunsuzluğu ve Türk izleyicisiyle düşününce durum böyle şekillendi.<br />
<br />
<b>Tavsiyem...</b><br />
<br />
Cirque Du Soleil'in hangi gösterisi gelirse gelsin mutlaka gidin, görün...Siz isimleri duyulmuş yazarlar ise yerden yere vurduğunuz gösteri gruplarının performanslarını eleştirirken önce kendinizden başlayın.www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-64710601523901061752011-02-22T08:20:00.001-08:002011-02-22T08:21:03.592-08:00Ö.K - 2007<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmSto8jWpB4tCcygv7uBJQCQ58qrv9TP6X6R7dKPMhuS0-D_cdM4OTtQUHN5uZKfkW7gHnx6LQiIT8pQ_f3azo6cCwaPY4eI-hQLXS57AOQ7ODzcjwnHGrmBkNoM7tGQvnjBt9M7ov8Jc/s1600/omurkinay-logo.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmSto8jWpB4tCcygv7uBJQCQ58qrv9TP6X6R7dKPMhuS0-D_cdM4OTtQUHN5uZKfkW7gHnx6LQiIT8pQ_f3azo6cCwaPY4eI-hQLXS57AOQ7ODzcjwnHGrmBkNoM7tGQvnjBt9M7ov8Jc/s320/omurkinay-logo.jpg" width="176" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2988216132059205033.post-74753120024239153512011-02-20T00:55:00.001-08:002011-02-20T00:55:38.317-08:00Sensin O<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrGM5MwhbWtWT1SD99AHE1IBXDkHCF_HPp91KZergcQxdxK5gTk8YXrHfHxWIUmbCMp1_H2OzN-7WhRHjIclARFlyBYugaEo8LL5qOed7lnaCWVrcq2953PXcUfQlCJnSql_BV_ig_cDk/s1600/tarama0001+%25282%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrGM5MwhbWtWT1SD99AHE1IBXDkHCF_HPp91KZergcQxdxK5gTk8YXrHfHxWIUmbCMp1_H2OzN-7WhRHjIclARFlyBYugaEo8LL5qOed7lnaCWVrcq2953PXcUfQlCJnSql_BV_ig_cDk/s320/tarama0001+%25282%2529.jpg" width="242" /></a></div>www.omurkinay.comhttp://www.blogger.com/profile/11391468171207852316noreply@blogger.com0